“Trabzonlu İrene”; Fatih Sultan Mehmet dönemini, öncesini ve sonrasını; İrene adlı kadını odak alarak yansıtmaktadır.
Romanda Osmanlı, Bizans, Anadolu Beylikleri, Balkanlar, Pers coğrafyaları, tarihleri, kültürleri, ilişkileri ele alınmakta ve özellikle İslamiyet ve Hıristiyanlık bağlamında olaylar aktarılmaktadır.
O nedenle, romanda geçen kültürlere özgü hem son derece farklı hem de iç içe girmiş kavramlar yer almaktadır. Bu yüzden - belki de gereğinden fazla - açıklama bulunmaktadır. Bu kavramları özgün biçimleriyle kullanıp köşeli parantez içinde anlamlarını vermeden romanı anlamak - o dönemleri çok iyi bilmeyenler için – pek kolay olmayacağı gerekçesiyle böyle bir çözüm düşünülmüştür. Birçok yer adı, antik dönemlerdeki ve günümüzdeki adlarıyla birlikte verilmiştir.
Romanla ilgili değerlendirmeyi okur – elbette – kendisi yapacaktır. Kitaptaki değerlendirmelere katılıp-katılmamak okuyucunun doğal hakkıdır. Orada belirtilen görüşler, yazarın bakış açısına göredir. Ancak Tralow’un nesnel tutumunu görmezden gelemeyiz.
Çünkü o bu romanları yazarken özellikle Doğu dünyasına yönelik önyargıları kırmayı, farklı kültürlere mensup insanlar arasında hoşgörüyü öne çıkarmayı amaçladığını değişik yazı ve konuşmalarında vurgulamıştır.
“Trabzonlu İrene”; Fatih Sultan Mehmet dönemini, öncesini ve sonrasını; İrene adlı kadını odak alarak yansıtmaktadır.
Romanda Osmanlı, Bizans, Anadolu Beylikleri, Balkanlar, Pers coğrafyaları, tarihleri, kültürleri, ilişkileri ele alınmakta ve özellikle İslamiyet ve Hıristiyanlık bağlamında olaylar aktarılmaktadır.
O nedenle, romanda geçen kültürlere özgü hem son derece farklı hem de iç içe girmiş kavramlar yer almaktadır. Bu yüzden - belki de gereğinden fazla - açıklama bulunmaktadır. Bu kavramları özgün biçimleriyle kullanıp köşeli parantez içinde anlamlarını vermeden romanı anlamak - o dönemleri çok iyi bilmeyenler için – pek kolay olmayacağı gerekçesiyle böyle bir çözüm düşünülmüştür. Birçok yer adı, antik dönemlerdeki ve günümüzdeki adlarıyla birlikte verilmiştir.
Romanla ilgili değerlendirmeyi okur – elbette – kendisi yapacaktır. Kitaptaki değerlendirmelere katılıp-katılmamak okuyucunun doğal hakkıdır. Orada belirtilen görüşler, yazarın bakış açısına göredir. Ancak Tralow’un nesnel tutumunu görmezden gelemeyiz.
Çünkü o bu romanları yazarken özellikle Doğu dünyasına yönelik önyargıları kırmayı, farklı kültürlere mensup insanlar arasında hoşgörüyü öne çıkarmayı amaçladığını değişik yazı ve konuşmalarında vurgulamıştır.