Tramvay, çağdaş Fransız edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Claude Simon'un bilindiği kadarıyla son romanı. 1950'lerin “Yeni Roman” akımının önde gelen temsilcileri arasında kabul edilen, aynı zamanda 1985 Nobel Ödülü'nün de sahibi olan Simon'un yarım yüzyıla yayılan yazarlık serüveninin son durağı olarak kabul edilen Tramvay, onun bir yazar olarak geleneksel kalıpları aşma eğilimini net bir şekilde ortaya koyuyor. Daima çizgisel ya da kronolojik bir biçimde gelişen bir anlatının gerçek bir anlatı olmadığına inanan Simon, Tramvay'da da olayları tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi parçalı ve süreksiz olarak ele alıyor, geçmiş ve şimdi'nin üst üste bindiği başka bir zaman kuruyor.
Dünyaya hastane odasından bakan bir adamın şimdi ile dün arasında salınarak, hayatının ortasından geçen bir tramvayla geçmişe yaptığı yolculukları anlattığı Tramvay, Tahsin Yücel'in önsözüyle okurla buluşuyor.
Roman sanatının doruklarında gezinen bir başyapıt...
Tramvay, çağdaş Fransız edebiyatının en büyük isimlerinden biri olan Claude Simon'un bilindiği kadarıyla son romanı. 1950'lerin “Yeni Roman” akımının önde gelen temsilcileri arasında kabul edilen, aynı zamanda 1985 Nobel Ödülü'nün de sahibi olan Simon'un yarım yüzyıla yayılan yazarlık serüveninin son durağı olarak kabul edilen Tramvay, onun bir yazar olarak geleneksel kalıpları aşma eğilimini net bir şekilde ortaya koyuyor. Daima çizgisel ya da kronolojik bir biçimde gelişen bir anlatının gerçek bir anlatı olmadığına inanan Simon, Tramvay'da da olayları tıpkı gerçek hayatta olduğu gibi parçalı ve süreksiz olarak ele alıyor, geçmiş ve şimdi'nin üst üste bindiği başka bir zaman kuruyor.
Dünyaya hastane odasından bakan bir adamın şimdi ile dün arasında salınarak, hayatının ortasından geçen bir tramvayla geçmişe yaptığı yolculukları anlattığı Tramvay, Tahsin Yücel'in önsözüyle okurla buluşuyor.
Roman sanatının doruklarında gezinen bir başyapıt...