Suna Dündar
Öyküleri, Varlık, Gırgır, Kum, Lacivert, Patika, Özgür Pencere, Aykırı Sanat, Kahve Molası, Karalama, Dar Kapı, Eylül, Poyraz Dergilerinde yayımlandı. ‘Zehirli Recm' başlıklı namus cinayetine değinen öyküsü Özgür Pencere Dergisi’nce mansiyon, bir kadının dramını anlatan ‘Teslime’ adlı öyküsü Kahve Molası Dergisi’nce mansiyon, ‘Hayat Akarken’ adlı öyküsü, 2008 Ümit Kaftancıoğlu mansiyon ödülü aldı.
“Acının kimi zaman birer rehber ve kendimizi geliştirmemizde zorlayıcı olduğunu biliyoruz.” diyerek giriyor araya, “Yeterince sevilip onaylanmamış biri, sevilmeye değer olduğuna ikna olmak için daha çok çabalıyor ve daha hızlı gelişiyor” “Evet, bir şekilde acıyla büyüyoruz!” diye devam ediyor Feriha," Kişi kendisini, dolayısıyla insanı daha iyi tanıyıp anlamaya ve bağışlamaya başlıyor. Tabii çocukken alınan yaralar bazen sızlıyor ve insanın bir yanı ezik kalıyor ama olsun!
İncitmemeyi öğreniyorsun! Bilgeleşiyorsun...”"...
Omzunda rulo şeklinde sarılmış kocaman beyaz kürk taşıyan biri giriyor odaya! Terli yüzünde keyifli bir sırıtışın yansıdığı adam, abartılı tavırlarla gelip derebeyin karşısında duruyor ve -kendi hediyesinin en eşsizi olduğunu anlatan bir hareketle- kürk rulasını indirip, beyin ayakları dibine yuvarlayarak açıyor! Aman Allah’ım! Kürkün içinden kürk kadar beyaz, incecik ve çırılçıplak bir kız çıkıyor! Siyah saçları kalçalarına değen, ay yüzlü bir genç kız! Kızın korku ve acı dolu bakışlarının yanında derebeyin arsız sırıtışını görüyor, gözyaşlarıyla uyanıyorum.
Suna Dündar
Öyküleri, Varlık, Gırgır, Kum, Lacivert, Patika, Özgür Pencere, Aykırı Sanat, Kahve Molası, Karalama, Dar Kapı, Eylül, Poyraz Dergilerinde yayımlandı. ‘Zehirli Recm' başlıklı namus cinayetine değinen öyküsü Özgür Pencere Dergisi’nce mansiyon, bir kadının dramını anlatan ‘Teslime’ adlı öyküsü Kahve Molası Dergisi’nce mansiyon, ‘Hayat Akarken’ adlı öyküsü, 2008 Ümit Kaftancıoğlu mansiyon ödülü aldı.
“Acının kimi zaman birer rehber ve kendimizi geliştirmemizde zorlayıcı olduğunu biliyoruz.” diyerek giriyor araya, “Yeterince sevilip onaylanmamış biri, sevilmeye değer olduğuna ikna olmak için daha çok çabalıyor ve daha hızlı gelişiyor” “Evet, bir şekilde acıyla büyüyoruz!” diye devam ediyor Feriha," Kişi kendisini, dolayısıyla insanı daha iyi tanıyıp anlamaya ve bağışlamaya başlıyor. Tabii çocukken alınan yaralar bazen sızlıyor ve insanın bir yanı ezik kalıyor ama olsun!
İncitmemeyi öğreniyorsun! Bilgeleşiyorsun...”"...
Omzunda rulo şeklinde sarılmış kocaman beyaz kürk taşıyan biri giriyor odaya! Terli yüzünde keyifli bir sırıtışın yansıdığı adam, abartılı tavırlarla gelip derebeyin karşısında duruyor ve -kendi hediyesinin en eşsizi olduğunu anlatan bir hareketle- kürk rulasını indirip, beyin ayakları dibine yuvarlayarak açıyor! Aman Allah’ım! Kürkün içinden kürk kadar beyaz, incecik ve çırılçıplak bir kız çıkıyor! Siyah saçları kalçalarına değen, ay yüzlü bir genç kız! Kızın korku ve acı dolu bakışlarının yanında derebeyin arsız sırıtışını görüyor, gözyaşlarıyla uyanıyorum.