“Yazan biriyseniz boğazınızda onulmaz bir ur taşıyorsunuzdur, bilirim.”
Ramazan Dikmen, öykülerinde olduğu gibi düzyazılarında da bir arayışın, dert edindiği meselelere ortak olacak yol arkadaşlarının peşindedir. O, yazılarında dil-kültür bağlantısını çok iyi gözetmiş, ele aldığı meseleleri derinlemesine kavrayarak ustaca ifade etmiştir. Titiz bir dil/anlatım işçisi olan Dikmen, ayrıntı ustalığı ile, metinlerini ince eleyip sık dokumuş; ironiyi yazı karakteri haline getirmiş ve böylece kısa denilebilecek edebiyat serüveninde kalıcı metinler ortaya koymuştur.
Tükenerek Çoğalmak’taki eleştiri yazıları, deneme, mektup ve günlükleri, hem onun edebiyat ve kültür anlayışını anlamak hem de döneminin kültürel ve edebi atmosferine nüfuz edebilmek için önemli kaynaklardır. Modern dünyada insanın sürekli istila altında olduğu gerçeğiyle yüzleşen bu metinlerin her biri; Modernizmin, medeniyet krizinin, sermayenin, gelenekten kopuşun insanı tehdit ettiği bir dönemde, adeta birer hesaplaşma niteliğindedir.
“Yazan biriyseniz boğazınızda onulmaz bir ur taşıyorsunuzdur, bilirim.”
Ramazan Dikmen, öykülerinde olduğu gibi düzyazılarında da bir arayışın, dert edindiği meselelere ortak olacak yol arkadaşlarının peşindedir. O, yazılarında dil-kültür bağlantısını çok iyi gözetmiş, ele aldığı meseleleri derinlemesine kavrayarak ustaca ifade etmiştir. Titiz bir dil/anlatım işçisi olan Dikmen, ayrıntı ustalığı ile, metinlerini ince eleyip sık dokumuş; ironiyi yazı karakteri haline getirmiş ve böylece kısa denilebilecek edebiyat serüveninde kalıcı metinler ortaya koymuştur.
Tükenerek Çoğalmak’taki eleştiri yazıları, deneme, mektup ve günlükleri, hem onun edebiyat ve kültür anlayışını anlamak hem de döneminin kültürel ve edebi atmosferine nüfuz edebilmek için önemli kaynaklardır. Modern dünyada insanın sürekli istila altında olduğu gerçeğiyle yüzleşen bu metinlerin her biri; Modernizmin, medeniyet krizinin, sermayenin, gelenekten kopuşun insanı tehdit ettiği bir dönemde, adeta birer hesaplaşma niteliğindedir.