Claudio Magris, Tuna Boyunca’da efsanelerden savaşlara, tarihin tozlu sayfalarında kalmış olaylardan varlığını kimsenin duymadığı ansiklopedilere, han ve şatolardan nehri besleyen musluklara, hüzne gark olmuş şair ve yazarlardan manzara takıntısına tutulmuş aristokratlara, nehrin çamurundan şarap ve balıklarına, korsanlardan, devrimlerden, çakıltaşlarından, oluklar-dan oluşan muazzam bir kitaba, şayet bir gün yok olursa Tuna’yı sözcüklerin gücüyle küllerinden yeniden doğurtacak bir metne imza atıyor.
“Son derece cezbedici ve keyifli bir kitap... Magris çok güzel yazıyor; yazılmış her şeyi okuduğu hissine kapılıyorsunuz. Okudukları onu yalnızca zeki değil, bilge de kılmış. Kitabın neredeyse her sayfasında insanın içini açan pasajlar var... Tuna Boyunca bir başyapıt.”
- John Banville
Claudio Magris, Tuna Boyunca’da efsanelerden savaşlara, tarihin tozlu sayfalarında kalmış olaylardan varlığını kimsenin duymadığı ansiklopedilere, han ve şatolardan nehri besleyen musluklara, hüzne gark olmuş şair ve yazarlardan manzara takıntısına tutulmuş aristokratlara, nehrin çamurundan şarap ve balıklarına, korsanlardan, devrimlerden, çakıltaşlarından, oluklar-dan oluşan muazzam bir kitaba, şayet bir gün yok olursa Tuna’yı sözcüklerin gücüyle küllerinden yeniden doğurtacak bir metne imza atıyor.
“Son derece cezbedici ve keyifli bir kitap... Magris çok güzel yazıyor; yazılmış her şeyi okuduğu hissine kapılıyorsunuz. Okudukları onu yalnızca zeki değil, bilge de kılmış. Kitabın neredeyse her sayfasında insanın içini açan pasajlar var... Tuna Boyunca bir başyapıt.”
- John Banville