Tragedya yazarı olan ve trajik unsurun ortaya çıkması için en elverişli zemin olarak bireyin var olma çabasını iktidar mücadelesi şeklinde kurgulayan Turan Oflazoğlu'nun en önemli cephesi sloganik söylemelerden uzak durmak suretiyle sanattan taviz vermeden millî benliği yüceltme çabası olarak kendini gösterir. Yazar, millî benliğin yaratıcısı olarak toplumların geçmişlerini dolayısıyla tecrübelerini gördüğünden olsa gerek oyunlarının önemli bir kısmının konusunu Türk tarihinden almıştır. O, konusunu tarihten ve mitolojiden alan oyunları dışında köy hayatını ve soyut konuları ele aldığı eserlerinde de bireyin açmazları etrafında kan davası, toplumun kadın algısı, özgürlük, adalet, din ve dış göç gibi toplumsal meseleleri irdelemiştir. Oflazoğlu, tercihini çoğunlukla tragedya türünden yana kullanmasına rağmen komedi türünü de ihmat etmemiştir; ancak onun komedi türündeki oyunlarının güldürü sahnelerine dikkat edilecek olursa kara mizah yerine trajikomiğin yakalanmaya çalışıldığı görülür.
Tragedya yazarı olan ve trajik unsurun ortaya çıkması için en elverişli zemin olarak bireyin var olma çabasını iktidar mücadelesi şeklinde kurgulayan Turan Oflazoğlu'nun en önemli cephesi sloganik söylemelerden uzak durmak suretiyle sanattan taviz vermeden millî benliği yüceltme çabası olarak kendini gösterir. Yazar, millî benliğin yaratıcısı olarak toplumların geçmişlerini dolayısıyla tecrübelerini gördüğünden olsa gerek oyunlarının önemli bir kısmının konusunu Türk tarihinden almıştır. O, konusunu tarihten ve mitolojiden alan oyunları dışında köy hayatını ve soyut konuları ele aldığı eserlerinde de bireyin açmazları etrafında kan davası, toplumun kadın algısı, özgürlük, adalet, din ve dış göç gibi toplumsal meseleleri irdelemiştir. Oflazoğlu, tercihini çoğunlukla tragedya türünden yana kullanmasına rağmen komedi türünü de ihmat etmemiştir; ancak onun komedi türündeki oyunlarının güldürü sahnelerine dikkat edilecek olursa kara mizah yerine trajikomiğin yakalanmaya çalışıldığı görülür.