“Burası niyet tarlasıdır. Avucunda hangi niyetin tohumları var?” dedi derviş naif bir sesle. Çocuk başını kaldırdı ve dervişe baktı. Derviş ona “Olmamış bir üzüm koruğusun,” demişti. Çocuk utanarak sağ elini göğsüne götürdü. Zayıflıktan kurumuş ellerini açıp gözlerindeki masumiyetle, “Yüreğimde inanç, avuçlarımda ise umut var,” dedi. “Madem yüreğinde inanç, avuçlarında umut tohumları var! O hâlde serp bakalım şu yokluk tarlasına,” dedi derviş.
İlham karanlıktan doğar. Varlık da öyle!
Mehmet Umut Uzun, ilk romanı Mekânsızlar’ın devamı niteliğindeki Şahsude ile okuyucusuna, metafiziğin fantastikle harmanlandığı etkileyici bir Mevlevi hikâyesi hediye ediyor! Yazar, İnlidere köyünde geçen eserinde, Şahsude’nin yolculuğunun yanı sıra şahıs kadrosunun genişliğiyle okuyucuyu farklı hikâyelere de ortak ederek Mekânsızlar’dan sonra keyifle okunacak bir romana daha imza atıyor.
“Burası niyet tarlasıdır. Avucunda hangi niyetin tohumları var?” dedi derviş naif bir sesle. Çocuk başını kaldırdı ve dervişe baktı. Derviş ona “Olmamış bir üzüm koruğusun,” demişti. Çocuk utanarak sağ elini göğsüne götürdü. Zayıflıktan kurumuş ellerini açıp gözlerindeki masumiyetle, “Yüreğimde inanç, avuçlarımda ise umut var,” dedi. “Madem yüreğinde inanç, avuçlarında umut tohumları var! O hâlde serp bakalım şu yokluk tarlasına,” dedi derviş.
İlham karanlıktan doğar. Varlık da öyle!
Mehmet Umut Uzun, ilk romanı Mekânsızlar’ın devamı niteliğindeki Şahsude ile okuyucusuna, metafiziğin fantastikle harmanlandığı etkileyici bir Mevlevi hikâyesi hediye ediyor! Yazar, İnlidere köyünde geçen eserinde, Şahsude’nin yolculuğunun yanı sıra şahıs kadrosunun genişliğiyle okuyucuyu farklı hikâyelere de ortak ederek Mekânsızlar’dan sonra keyifle okunacak bir romana daha imza atıyor.