Türk Edebiyatı Aylık Fikir ve Sanat Dergisi Sayı: 614 Aralık 2024

Stok Kodu:
4444444443352
Boyut:
19.5x27
Sayfa Sayısı:
80
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2024-12
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%10 indirimli
100,00TL
90,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 11,00TL
Temin süresi 2-5 gündür.
4444444443352
1355158
Türk Edebiyatı Aylık Fikir ve Sanat Dergisi Sayı: 614 Aralık 2024
Türk Edebiyatı Aylık Fikir ve Sanat Dergisi Sayı: 614 Aralık 2024
90.00

Sevgili Türk Edebiyatı okurları,
Bu yılın son sayısıyla bir kez daha huzurunuzdayız. Namık Kemal, Mehmet Âkif Ersoy, Ercüment Ekrem Talu, Reşat Nuri Güntekin, Orhan Şaik Gökyay gibi düşünce ve edebiyat ufkumuzdan aralık ayında kayıp giden yıldızlara Tanrı’dan rahmet diliyorum. Bu ay dergimizle birlikte vakfımızın banisi Ahmet Kabaklı anısına hazırladığımız “Doğumunun 100. Yılında Şeyhülmuharrirîn Ahmet Kabaklı Armağanı”  adlı kitap da raflardaki yerini alacak. Ayrıca vakfımızca “Ahmet Kabaklı anısına bastırılan yüz adet “100. Yıl Madalyası” da bu ay hocamızın yol arkadaşlarına ve onun ideallerini devam ettiren takipçilerine verilecek...
Sevgili okurlarımız, bu ayki dosyamızın konusu edebiyat ve psikanaliz. Edebiyat, insanın varoluşsal sancılarını, iç çatışmalarını ve bilinçaltındaki derinlikleri betimlerken; psikanaliz insanın bu karmaşık iç dünyasını anlamaya, çözümlemeye çalışıyor. Bu nedenle bu ve bir sonraki sayımızda edebiyat ve psikolojinin temas noktalarına değiniyoruz. Dosyamızın ilk yazısı Cafer Şen’e ait. Şen, psikanalitik edebiyat kuramından bahsederek dosyamızdaki metinlerin edebiyat çalışmalarındaki yerine değiniyor. Psikanalizin edebî eserlerde duyum, algı, düşünce ve bilinç dışı imgelerin nasıl analiz edildiğine dair bir yaklaşım sunuyor. Şahika Karaca, sembolik ve semiyotik kavramlarının edebiyat ve dil üzerindeki etkilerini inceliyor. Freud ve Lacan’dan Kristeva’ya uzanan teorik perspektiflerle, edebî eserlerdeki dil ve anlam yapılarını irdeliyor. Aynı zamanda, semiyotiğin edebiyattaki şiirsel dili nasıl inşa ettiğini de ortaya koyuyor. Ömriye Bayrak ise Halide Edip Adıvar’ın “Dağa Çıkan Kurt” hikâyesini, Freud ve Lacan’ın baba imgesi kuramları üzerinden psikanalitik bir yaklaşımla inceliyor. Bayrak’a göre kurt motifinden hareketle baba figürü, Türk kültüründeki destan ve mitolojinin yardımıyla yeniden inşa ediliyor. Sevgi Serdaroğlu ise suçluluk, arzu, yasa ve vicdan rahatsızlığı gibi psikanalitik kavramları, edebiyat ve felsefe üzerinden yorumluyor. Nietzsche, Lacan, Freud ve Žižek’in düşüncelerine dayanarak insanoğlunun yaşadığı çatışmaları, arzularının tatmin edilmemesini ve suçluluk duygusunu merkeze koyarak ele alıyor. Serdaroğlu, Necip Fazıl’ın piyeslerinden hareketle suçluluğun ve arzunun insan psikolojisindeki etkilerine işaret ediyor. Saliha Tunç, Melisa Kesmez’in “Son Bir Çay” hikâyesini psikanalitik bir bakış açısıyla ele alarak anne-çocuk ilişkisinden hareketle yokluk kaygısının ruhsal ve mekânsal yansımalarını detaylı bir şekilde irdeliyor. Tunç, özellikle Lacan ve Freud’un kuramlarına dayanarak, anne-çocuk ilişkisinin bireyin benlik inşasındaki etkilerini vurguluyor. Turhan Yıldırım, küçürek öykünün tanımını, özelliklerini ve yazım sürecini tartışarak, bu türün edebiyat dünyasında hâlâ net bir sınırlandırmaya sahip olmadığını ifade ediyor. Ayrıca, bu tür öykülerin yazım sürecinin diğer öykülerden farklı olduğunu belirterek, küçürek öykülerin kaleme alınmasının zorluklarına da değiniyor. Ziya Avşar, “Maârifname” serisine devam ediyor. Bu ay, Bahâeddin Veled’in yeryüzünde Allah’ın tezahürlerini görebilmesine ve idrak edebilmesine değiniyor. A. Yağmur Tunalı, Sinan Uluant’ın üçlemesini inceliyor. Tunalı, Ayverdiler’in idealist değerlerinden ve onların karakter sahibi insan tipini yeniden inşa etmelerinden bahsediyor. Ömer Kul, ömrünü Doğu Türkistan’ın özgürlüğüne adayan İsa Yusuf Alptekin Bey’in hayatını ve mücadelesini detaylı bir şekilde sunuyor. Yıldırım Türk, öyküsünü gerçeklikle hayal arasında gidip gelen bir atmosfer içerisinde anlatıyor ve birçok tanıdık yazara da temas ediyor. Muhammed Ali Polat’ın hikâyesinde yaşlı bir adamın son günlerine tanık oluyoruz. Özay Erdem ise balkonda insanları seyrederek günlerini geçiren bir hikâyecinin macerasına ortak ediyor bizi. Yavuz Ahmet,  Adnan Bey’in hayatının farklı dönemlerini, evliliğini, kayıplarını ve yaşadığı dönüşümü anlatıyor. Elçin İskenderzade, Faik Balabeyli, Şahin Kabakuş, Lütfü Şahsuvaroğlu, Tarık Özcan, Yasin Mortaş, Suavi Kemal Yazgıç ise bu ay dergimize şiirleriyle katkı sunan şairlerimiz..
Kitaplık ve ajanda bölümlerimiz bu ay da dopdolu. Herkese iyi okumalar dileriz…

Sevgili Türk Edebiyatı okurları,
Bu yılın son sayısıyla bir kez daha huzurunuzdayız. Namık Kemal, Mehmet Âkif Ersoy, Ercüment Ekrem Talu, Reşat Nuri Güntekin, Orhan Şaik Gökyay gibi düşünce ve edebiyat ufkumuzdan aralık ayında kayıp giden yıldızlara Tanrı’dan rahmet diliyorum. Bu ay dergimizle birlikte vakfımızın banisi Ahmet Kabaklı anısına hazırladığımız “Doğumunun 100. Yılında Şeyhülmuharrirîn Ahmet Kabaklı Armağanı”  adlı kitap da raflardaki yerini alacak. Ayrıca vakfımızca “Ahmet Kabaklı anısına bastırılan yüz adet “100. Yıl Madalyası” da bu ay hocamızın yol arkadaşlarına ve onun ideallerini devam ettiren takipçilerine verilecek...
Sevgili okurlarımız, bu ayki dosyamızın konusu edebiyat ve psikanaliz. Edebiyat, insanın varoluşsal sancılarını, iç çatışmalarını ve bilinçaltındaki derinlikleri betimlerken; psikanaliz insanın bu karmaşık iç dünyasını anlamaya, çözümlemeye çalışıyor. Bu nedenle bu ve bir sonraki sayımızda edebiyat ve psikolojinin temas noktalarına değiniyoruz. Dosyamızın ilk yazısı Cafer Şen’e ait. Şen, psikanalitik edebiyat kuramından bahsederek dosyamızdaki metinlerin edebiyat çalışmalarındaki yerine değiniyor. Psikanalizin edebî eserlerde duyum, algı, düşünce ve bilinç dışı imgelerin nasıl analiz edildiğine dair bir yaklaşım sunuyor. Şahika Karaca, sembolik ve semiyotik kavramlarının edebiyat ve dil üzerindeki etkilerini inceliyor. Freud ve Lacan’dan Kristeva’ya uzanan teorik perspektiflerle, edebî eserlerdeki dil ve anlam yapılarını irdeliyor. Aynı zamanda, semiyotiğin edebiyattaki şiirsel dili nasıl inşa ettiğini de ortaya koyuyor. Ömriye Bayrak ise Halide Edip Adıvar’ın “Dağa Çıkan Kurt” hikâyesini, Freud ve Lacan’ın baba imgesi kuramları üzerinden psikanalitik bir yaklaşımla inceliyor. Bayrak’a göre kurt motifinden hareketle baba figürü, Türk kültüründeki destan ve mitolojinin yardımıyla yeniden inşa ediliyor. Sevgi Serdaroğlu ise suçluluk, arzu, yasa ve vicdan rahatsızlığı gibi psikanalitik kavramları, edebiyat ve felsefe üzerinden yorumluyor. Nietzsche, Lacan, Freud ve Žižek’in düşüncelerine dayanarak insanoğlunun yaşadığı çatışmaları, arzularının tatmin edilmemesini ve suçluluk duygusunu merkeze koyarak ele alıyor. Serdaroğlu, Necip Fazıl’ın piyeslerinden hareketle suçluluğun ve arzunun insan psikolojisindeki etkilerine işaret ediyor. Saliha Tunç, Melisa Kesmez’in “Son Bir Çay” hikâyesini psikanalitik bir bakış açısıyla ele alarak anne-çocuk ilişkisinden hareketle yokluk kaygısının ruhsal ve mekânsal yansımalarını detaylı bir şekilde irdeliyor. Tunç, özellikle Lacan ve Freud’un kuramlarına dayanarak, anne-çocuk ilişkisinin bireyin benlik inşasındaki etkilerini vurguluyor. Turhan Yıldırım, küçürek öykünün tanımını, özelliklerini ve yazım sürecini tartışarak, bu türün edebiyat dünyasında hâlâ net bir sınırlandırmaya sahip olmadığını ifade ediyor. Ayrıca, bu tür öykülerin yazım sürecinin diğer öykülerden farklı olduğunu belirterek, küçürek öykülerin kaleme alınmasının zorluklarına da değiniyor. Ziya Avşar, “Maârifname” serisine devam ediyor. Bu ay, Bahâeddin Veled’in yeryüzünde Allah’ın tezahürlerini görebilmesine ve idrak edebilmesine değiniyor. A. Yağmur Tunalı, Sinan Uluant’ın üçlemesini inceliyor. Tunalı, Ayverdiler’in idealist değerlerinden ve onların karakter sahibi insan tipini yeniden inşa etmelerinden bahsediyor. Ömer Kul, ömrünü Doğu Türkistan’ın özgürlüğüne adayan İsa Yusuf Alptekin Bey’in hayatını ve mücadelesini detaylı bir şekilde sunuyor. Yıldırım Türk, öyküsünü gerçeklikle hayal arasında gidip gelen bir atmosfer içerisinde anlatıyor ve birçok tanıdık yazara da temas ediyor. Muhammed Ali Polat’ın hikâyesinde yaşlı bir adamın son günlerine tanık oluyoruz. Özay Erdem ise balkonda insanları seyrederek günlerini geçiren bir hikâyecinin macerasına ortak ediyor bizi. Yavuz Ahmet,  Adnan Bey’in hayatının farklı dönemlerini, evliliğini, kayıplarını ve yaşadığı dönüşümü anlatıyor. Elçin İskenderzade, Faik Balabeyli, Şahin Kabakuş, Lütfü Şahsuvaroğlu, Tarık Özcan, Yasin Mortaş, Suavi Kemal Yazgıç ise bu ay dergimize şiirleriyle katkı sunan şairlerimiz..
Kitaplık ve ajanda bölümlerimiz bu ay da dopdolu. Herkese iyi okumalar dileriz…

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat