Bu çalışma, Ali Haydar Haksal’ın anlatılarından hareketle onun zihin dünyasından edebi eserlere yansıyan sanat ve estetik düşüncelerinin Doğu-Batı ve müşterek bir muhafazakâr düşünce sistematiği içinden değerlendirilmesidir. Bu bağlamda söz konusu meselenin Ali Haydar Haksal merkezinde ele alınması, aynı zamanda yazınsal ürünlere yansıyan siyaset, toplum ve medeniyet algısının İslami bir söylem çerçevesinde ne tür temellendirmeler yapılacağına ilişkin pek çok tartışma alanı açmaktadır. Bu tartışma alanları Batı medeniyetinin Doğu ve İslam uygarlığına yönelik şartlı bakışını Haksal merkezinde kritik eden yazınsal ürünlerle yakından ilişkili olmasının yanı sıra; Haksal’ın politik bir Müslüman duruşunu temsil eden ve bir epistemolojik hareket ve kaynak noktası olan vahiy kültür dairesiyle de yakından ilgilidir. Medeniyet, tarih ve toplumu ilgilendiren ve bununla beraber bireysel problem ağının modernite bağlamında etkileşimi neticesinde oluşan sorun ve uzlaşmazlıklar hesaba katıldığında; Ali Haydar Haksal çağa ait verileri yazınsal dünyanın imkânlarıyla çözümlemek ve tespit etmekle kalmaz; bir yandan da çözüm önerileri sunar. Dolayısıyla Ali Haydar Haksal hem öykü ve romancılığıyla hem de diğer düz yazılarıyla edebiyatımızda İslamî söylem düşünce koridorunun önemli bir temsilcisi olarak değerlendirilebilir.
Bu çalışma, Ali Haydar Haksal’ın anlatılarından hareketle onun zihin dünyasından edebi eserlere yansıyan sanat ve estetik düşüncelerinin Doğu-Batı ve müşterek bir muhafazakâr düşünce sistematiği içinden değerlendirilmesidir. Bu bağlamda söz konusu meselenin Ali Haydar Haksal merkezinde ele alınması, aynı zamanda yazınsal ürünlere yansıyan siyaset, toplum ve medeniyet algısının İslami bir söylem çerçevesinde ne tür temellendirmeler yapılacağına ilişkin pek çok tartışma alanı açmaktadır. Bu tartışma alanları Batı medeniyetinin Doğu ve İslam uygarlığına yönelik şartlı bakışını Haksal merkezinde kritik eden yazınsal ürünlerle yakından ilişkili olmasının yanı sıra; Haksal’ın politik bir Müslüman duruşunu temsil eden ve bir epistemolojik hareket ve kaynak noktası olan vahiy kültür dairesiyle de yakından ilgilidir. Medeniyet, tarih ve toplumu ilgilendiren ve bununla beraber bireysel problem ağının modernite bağlamında etkileşimi neticesinde oluşan sorun ve uzlaşmazlıklar hesaba katıldığında; Ali Haydar Haksal çağa ait verileri yazınsal dünyanın imkânlarıyla çözümlemek ve tespit etmekle kalmaz; bir yandan da çözüm önerileri sunar. Dolayısıyla Ali Haydar Haksal hem öykü ve romancılığıyla hem de diğer düz yazılarıyla edebiyatımızda İslamî söylem düşünce koridorunun önemli bir temsilcisi olarak değerlendirilebilir.