Türk Edebiyatında Londra Oksidentalizm Merkezli Bir Okuma Denemesi

Stok Kodu:
9786054989553
Boyut:
14x21
Sayfa Sayısı:
234
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2015-11
Kapak Türü:
Ciltsiz
Kağıt Türü:
2. Hamur
%20 indirimli
240,00TL
192,00TL
Taksitli fiyat: 9 x 23,47TL
Temin süresi 2-5 gündür.
9786054989553
1086324
Türk Edebiyatında Londra
Türk Edebiyatında Londra Oksidentalizm Merkezli Bir Okuma Denemesi
192.00

Elinizdeki bu eserle, Batı'nın en önemli mer-kezlerinden biri olan Londra Şehrinin, Türk edebiyatındaki yansımalarının değerlendirilmesi amaçlanmış, Batı'ya yönelik veya Batı'yı hedef alan bir söylem olarak oksidentalizm merkeze alınmıştır. Alt başlıktaki “okuma denemesi” ifadesi; söylemin içerik alanının genişliği ve oksidentalizm üzerine tartışmaların devam ettiği düşüncesiyle seçilmiştir.

Dört bölümden oluşan bu eserin birinci bölümünde oksidentalizmin, tartışmalı tanımından yola çıkarak oksidentalist yorumun düşünsel geri planı ele alınmış, zıtlıklar ve eleştiriler üzerinde durulmuştur. Çalışmanın kronolojik başlangıcı, 19. yüzyılın ikinci yarısı olmakla birlikte; oksidentalizm merkezli okumalar içerikleri dolayısıyla 20. ve 21. yüzyılda kaleme alınmış eserler üzerine yoğunlaştırılmıştır. Bir karşı söylem olarak oksidentalizmin, oryantalizmle olan bağları ve ayrılıkları da tartışılmaya çalışılmıştır.

İkinci bölümde, Türk-İngiliz iliİkilerinin kısa tarihi verilmiştir. Çalışmanın kapsamına kaynaklık edecek şekilde Sultan Abdülaziz‟in Londra ziyareti ne ve ticari ilişkilerin önemine dikkat çekilmiştir. Batılı bir şehir olarak Londra‟nın yüzyıllar içinde geçirdiği değişimler ve şehrin “değişmeyen” görüntüsünün ardındaki İngiliz geleneksel tutumu sergilenmeye çalışılmıştır.

Üçüncü bölümde, 19. yüzyılda Londra‟ya yapılan seyahatlerin ayrıntılarını ve Ahmet Mithat Efendi‟yle başlatılan oksidentalist söylemin ilk izlerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

Dördüncü bölümde, çoğu Cumhuriyet Dönemi‟nde kaleme alınmış, İngilizlerle yaşanan siyasi tecrübelerle şekillenmiş, Batı‟yı, özellikle de Londra ve İngilizleri anlatan eserler değerlendirilmiştir. “İngiliz Kendisi için Yaşar”, “Yoksul, Yoksun fakat Sakin şehir: II. Dünya Savaşı ve Londra” başlıklarında eş zamanlı Londra ve İngiliz temaları olmakla birlikte; bölümün diğer başlıklarında farklı tarihlerde yayımlanmış eserlere yer verilmiştir.

Kaynaklar bölümünde de görüleceği üzere oksidentalizm hakkında Türkçe, özgün ya da çeviri kaynak sayısı oldukça sınırlıdır. Bu sıkıntıyı ve eksikliği çalışmam boyunca hissetim. Doğu‟nun kendi içindeki farklı dengelerle oluşturduğu oksidentalist söylemler bugün hala araştırılmaya muhtaç gözüküyor.

19. yüzyıldan günümüze Türk oksidentalizminin çerçevesini çizebilmek için Halil Halid Bey‟den başlamak üzere bu konuda kafa yormuş, fikir üretmiş tarih, sosyoloji, edebiyat gibi alanlarda eser vermiş fikir / sanat adamlarının eserlerinin Türkçe çevirilerinin yapılması ve Osmanlıca metinlerin günümüz Türkçesine aktarılarak bir külliyat oluşturulması gerekmektedir. Bu tür çalışmalarla eksikliklerin tamamlanacağını ve eksikliklerine karşı; elinizdeki eserin sonraki çalışmalar için bir basamak olacağını umuyorum.

Çalışmamın zihnimde hangi zeminde ve zamanda oluştuğunu da aktarmak istiyorum. Londra benim için ilk defa vatan, memleket, aile hasreti yaşadığım şehirdi. Yani gurbet. İçimde bir türlü bastıramadığım özlem duygusuyla yaşadığım Londra, benim gözümde ne “diyar-ı küffar” ne “bilad-ı isevi-ye” ne de “majestelerinin adası”ydı. Farklı dine, ırka, millete mensup insanların yaşadığı ve bazen İngiliz-lerle hiç mi karşılaş(a)mayacağım, sorusunu sorduğum şehir. Yaşadığım yeri, insanları hatta her şeyi özleyerek geçmiş bir zaman… Nice sonra fark ettim bu durumu. Fark eder etmez de yeniden keşfettim şehri. Yoldaşım; yazarlar/şairler oldu. Hangi metinde Londra geçse dönüp şehri yeniden hatırlamak istedim. Murathan Mungan‟ın “Şehirlerin gücü kadar, edebiyatın gücünü de unutmamak gerekir. Şehirlerin bir ruhu olduğunu bize öğreten edebiyatçılardır” satırlarını defalarca hissederek… Çalışmanın kısa öyküsü bu aslında.

Londra‟yı anlatan eserleri önce sadece ilgiyle, merakla okudum, sonra çalışmayı şekillendiren mal-zemelerim oldu. Çalışmamı kaleme alırken Ahmet Mithat‟a ne kadar gıpta ettiğimi de itiraf etmeliyim. Bazen “Ey okuyucu!” diye seslenip anılarımı, düşüncelerimi hiç olmazsa kısacık bir şeyler anlatmayı çok isterdim.

Elinizdeki bu eserle, Batı'nın en önemli mer-kezlerinden biri olan Londra Şehrinin, Türk edebiyatındaki yansımalarının değerlendirilmesi amaçlanmış, Batı'ya yönelik veya Batı'yı hedef alan bir söylem olarak oksidentalizm merkeze alınmıştır. Alt başlıktaki “okuma denemesi” ifadesi; söylemin içerik alanının genişliği ve oksidentalizm üzerine tartışmaların devam ettiği düşüncesiyle seçilmiştir.

Dört bölümden oluşan bu eserin birinci bölümünde oksidentalizmin, tartışmalı tanımından yola çıkarak oksidentalist yorumun düşünsel geri planı ele alınmış, zıtlıklar ve eleştiriler üzerinde durulmuştur. Çalışmanın kronolojik başlangıcı, 19. yüzyılın ikinci yarısı olmakla birlikte; oksidentalizm merkezli okumalar içerikleri dolayısıyla 20. ve 21. yüzyılda kaleme alınmış eserler üzerine yoğunlaştırılmıştır. Bir karşı söylem olarak oksidentalizmin, oryantalizmle olan bağları ve ayrılıkları da tartışılmaya çalışılmıştır.

İkinci bölümde, Türk-İngiliz iliİkilerinin kısa tarihi verilmiştir. Çalışmanın kapsamına kaynaklık edecek şekilde Sultan Abdülaziz‟in Londra ziyareti ne ve ticari ilişkilerin önemine dikkat çekilmiştir. Batılı bir şehir olarak Londra‟nın yüzyıllar içinde geçirdiği değişimler ve şehrin “değişmeyen” görüntüsünün ardındaki İngiliz geleneksel tutumu sergilenmeye çalışılmıştır.

Üçüncü bölümde, 19. yüzyılda Londra‟ya yapılan seyahatlerin ayrıntılarını ve Ahmet Mithat Efendi‟yle başlatılan oksidentalist söylemin ilk izlerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır.

Dördüncü bölümde, çoğu Cumhuriyet Dönemi‟nde kaleme alınmış, İngilizlerle yaşanan siyasi tecrübelerle şekillenmiş, Batı‟yı, özellikle de Londra ve İngilizleri anlatan eserler değerlendirilmiştir. “İngiliz Kendisi için Yaşar”, “Yoksul, Yoksun fakat Sakin şehir: II. Dünya Savaşı ve Londra” başlıklarında eş zamanlı Londra ve İngiliz temaları olmakla birlikte; bölümün diğer başlıklarında farklı tarihlerde yayımlanmış eserlere yer verilmiştir.

Kaynaklar bölümünde de görüleceği üzere oksidentalizm hakkında Türkçe, özgün ya da çeviri kaynak sayısı oldukça sınırlıdır. Bu sıkıntıyı ve eksikliği çalışmam boyunca hissetim. Doğu‟nun kendi içindeki farklı dengelerle oluşturduğu oksidentalist söylemler bugün hala araştırılmaya muhtaç gözüküyor.

19. yüzyıldan günümüze Türk oksidentalizminin çerçevesini çizebilmek için Halil Halid Bey‟den başlamak üzere bu konuda kafa yormuş, fikir üretmiş tarih, sosyoloji, edebiyat gibi alanlarda eser vermiş fikir / sanat adamlarının eserlerinin Türkçe çevirilerinin yapılması ve Osmanlıca metinlerin günümüz Türkçesine aktarılarak bir külliyat oluşturulması gerekmektedir. Bu tür çalışmalarla eksikliklerin tamamlanacağını ve eksikliklerine karşı; elinizdeki eserin sonraki çalışmalar için bir basamak olacağını umuyorum.

Çalışmamın zihnimde hangi zeminde ve zamanda oluştuğunu da aktarmak istiyorum. Londra benim için ilk defa vatan, memleket, aile hasreti yaşadığım şehirdi. Yani gurbet. İçimde bir türlü bastıramadığım özlem duygusuyla yaşadığım Londra, benim gözümde ne “diyar-ı küffar” ne “bilad-ı isevi-ye” ne de “majestelerinin adası”ydı. Farklı dine, ırka, millete mensup insanların yaşadığı ve bazen İngiliz-lerle hiç mi karşılaş(a)mayacağım, sorusunu sorduğum şehir. Yaşadığım yeri, insanları hatta her şeyi özleyerek geçmiş bir zaman… Nice sonra fark ettim bu durumu. Fark eder etmez de yeniden keşfettim şehri. Yoldaşım; yazarlar/şairler oldu. Hangi metinde Londra geçse dönüp şehri yeniden hatırlamak istedim. Murathan Mungan‟ın “Şehirlerin gücü kadar, edebiyatın gücünü de unutmamak gerekir. Şehirlerin bir ruhu olduğunu bize öğreten edebiyatçılardır” satırlarını defalarca hissederek… Çalışmanın kısa öyküsü bu aslında.

Londra‟yı anlatan eserleri önce sadece ilgiyle, merakla okudum, sonra çalışmayı şekillendiren mal-zemelerim oldu. Çalışmamı kaleme alırken Ahmet Mithat‟a ne kadar gıpta ettiğimi de itiraf etmeliyim. Bazen “Ey okuyucu!” diye seslenip anılarımı, düşüncelerimi hiç olmazsa kısacık bir şeyler anlatmayı çok isterdim.

Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat