Cumhuriyet idaresi altında doğmuş ve eğitim almış yeni nesil dine karşı çoğunlukla ilgisizdir. Bu gerçek hiç de sürpriz değildir. İlk ve ikinci öğretimde, Devlet ve özel ikisinde de, din eğitimi ve hatta Kur'an okuma dahi yasaklanmıştır. Veliler, -bu gerçektir- çocuklarına dinî eğitim vermeye izinlidir, ancak çok az anne-baba buna ilgi duymakta ve bunu yapmak için yeterli beceriye sahip bulunmaktadır. Ayrıca, din ve İslâm'ın gelenekleri hakkında daha çok şey öğrenmek isteyen genç bir Türk tarafından karşılaşılabilecek pek çok pratik güçlükler bulunmaktadır. İslâm'ın klasik dilleri olan Arapça ve Farsça, Türk okullarının müfredat programlarından çıkarılmışlardır. Ve Türk edebiyatının bu yüzyılın başına kadar olan dili, Arapça ve Farsça kelimeler ve bugün ikinci kademe bir Türk okulundan mezun olan bir kişinin dahi sözlüğe bakmadan hemen hemen anlayamayacağı deyimlerle dolu idi. Bütün bu edebiyat, artık Türk okullarında okunmayan Arap alfabesiyle basılmıştı, halbuki modern yani Latin harflerle yeniden basılan İslâmî çalışmaların sayısı gerçekten çok azdır. Kur'an modern Türkçeye tercüme edilmiştir, ancak bu form içerisinde o, Kur'an'ın huşû telkin eden acâyipliğini ve klasik güzelliğini kaybetti.
Cumhuriyet idaresi altında doğmuş ve eğitim almış yeni nesil dine karşı çoğunlukla ilgisizdir. Bu gerçek hiç de sürpriz değildir. İlk ve ikinci öğretimde, Devlet ve özel ikisinde de, din eğitimi ve hatta Kur'an okuma dahi yasaklanmıştır. Veliler, -bu gerçektir- çocuklarına dinî eğitim vermeye izinlidir, ancak çok az anne-baba buna ilgi duymakta ve bunu yapmak için yeterli beceriye sahip bulunmaktadır. Ayrıca, din ve İslâm'ın gelenekleri hakkında daha çok şey öğrenmek isteyen genç bir Türk tarafından karşılaşılabilecek pek çok pratik güçlükler bulunmaktadır. İslâm'ın klasik dilleri olan Arapça ve Farsça, Türk okullarının müfredat programlarından çıkarılmışlardır. Ve Türk edebiyatının bu yüzyılın başına kadar olan dili, Arapça ve Farsça kelimeler ve bugün ikinci kademe bir Türk okulundan mezun olan bir kişinin dahi sözlüğe bakmadan hemen hemen anlayamayacağı deyimlerle dolu idi. Bütün bu edebiyat, artık Türk okullarında okunmayan Arap alfabesiyle basılmıştı, halbuki modern yani Latin harflerle yeniden basılan İslâmî çalışmaların sayısı gerçekten çok azdır. Kur'an modern Türkçeye tercüme edilmiştir, ancak bu form içerisinde o, Kur'an'ın huşû telkin eden acâyipliğini ve klasik güzelliğini kaybetti.