Bu medeniyet tasavvurunun merkezi Anadolu topraklarıdır. Adalet, iman ve ahlaktır bu toprakların mayası. Fıtratı ve meşrebi akıl-kalp birlikteliği üzerine kuruludur. Adalet, iman, ahlak, sevgi ve hoşgörünün son kalesidir aynı zamanda Anadolu. Hak-Batıl mücadelesinde Hak'kı temsil eder bu coğrafya. Tıpkı Bedir, Sakarya ve Çanakkale'de olduğu gibi. Bu kale düşerse tüm Alem-i İslam, yani Hak kalesi düşer. Bu toprakların kökleri Hira Dağı'nda, Malazgirt'te, Dumlupınar, Sakarya, Çanakkale'dedir. Bu medeniyetin temelinde Hoca Ahmet Yesevi'nin tasavvuf damarı, Şeyh Edebali'nin vasiyeti, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli ve Akşemseddin'in manevi mimarlığı, Seyin Onbaşı'nın cesareti, sayısız vatanperverin hizmet aşkı vardır. Daha 21 yaşında genç bir padişah iken "Ya ben Bizans'ı alırım ya da Bizans beni..." diyen Sultan Fatih'in ruhu dolaşır bu topraklarda.
Bu medeniyet tasavvurunun merkezi Anadolu topraklarıdır. Adalet, iman ve ahlaktır bu toprakların mayası. Fıtratı ve meşrebi akıl-kalp birlikteliği üzerine kuruludur. Adalet, iman, ahlak, sevgi ve hoşgörünün son kalesidir aynı zamanda Anadolu. Hak-Batıl mücadelesinde Hak'kı temsil eder bu coğrafya. Tıpkı Bedir, Sakarya ve Çanakkale'de olduğu gibi. Bu kale düşerse tüm Alem-i İslam, yani Hak kalesi düşer. Bu toprakların kökleri Hira Dağı'nda, Malazgirt'te, Dumlupınar, Sakarya, Çanakkale'dedir. Bu medeniyetin temelinde Hoca Ahmet Yesevi'nin tasavvuf damarı, Şeyh Edebali'nin vasiyeti, Hacı Bektaş Veli, Hacı Bayram Veli ve Akşemseddin'in manevi mimarlığı, Seyin Onbaşı'nın cesareti, sayısız vatanperverin hizmet aşkı vardır. Daha 21 yaşında genç bir padişah iken "Ya ben Bizans'ı alırım ya da Bizans beni..." diyen Sultan Fatih'in ruhu dolaşır bu topraklarda.