Bahtaver Hanım’ın kaleme aldığı ve Türk Masalları ilk kez 1930’da Kanaat Kütüphanesi tarafından yayınlanmıştır. İçinde 9 masalın yer aldığı bu eserin müellifi hakkında maalesef kaynaklarda bir bilgiye ulaşamadık. Bahtaver Hanım’ın derlediği bu masallardan ikisi ünlü Alman Türkoloğu ve şarkiyatçısı Otto Spies (1901-1981) tarafından Almancaya çevrilmiştir (Türkische Marchen, 1968). Eserde yer alan her bir masala, masalın hayal dünyasını besleyen ve destekleyen birbirinden güzel çizimler eşlik etmektedir.
İlk yayımlandığında eser şu cümlelerle takdim edilmiş:
“Gayet cazip bir üslûpla yazılan bu hikâyeler büyük bir merakla ve zevkle takip edilecek eserlerdendir. Eski Türk hikâyelerinin en güzeli ve heyecanlılarını ihtiva eden bu eseri masal meraklılarına bilhassa tavsiye ederiz. Her hikâye müteaddit güzel resimlerle süslenmiştir ve her biri hayal ve tasvir edebiyatının birer şaheseridir.”
Masal geleneğimiz içinde özgün bir yeri olduğunu düşündüğümüz bu eserin, hem anlatım tarzıyla hem de çizimleriyle çocuk edebiyatımız için, ilk yayımlanışından 90 yıl sonra da olsa yeniden bir kazanım olmasını diliyoruz.
Bahtaver Hanım’ın kaleme aldığı ve Türk Masalları ilk kez 1930’da Kanaat Kütüphanesi tarafından yayınlanmıştır. İçinde 9 masalın yer aldığı bu eserin müellifi hakkında maalesef kaynaklarda bir bilgiye ulaşamadık. Bahtaver Hanım’ın derlediği bu masallardan ikisi ünlü Alman Türkoloğu ve şarkiyatçısı Otto Spies (1901-1981) tarafından Almancaya çevrilmiştir (Türkische Marchen, 1968). Eserde yer alan her bir masala, masalın hayal dünyasını besleyen ve destekleyen birbirinden güzel çizimler eşlik etmektedir.
İlk yayımlandığında eser şu cümlelerle takdim edilmiş:
“Gayet cazip bir üslûpla yazılan bu hikâyeler büyük bir merakla ve zevkle takip edilecek eserlerdendir. Eski Türk hikâyelerinin en güzeli ve heyecanlılarını ihtiva eden bu eseri masal meraklılarına bilhassa tavsiye ederiz. Her hikâye müteaddit güzel resimlerle süslenmiştir ve her biri hayal ve tasvir edebiyatının birer şaheseridir.”
Masal geleneğimiz içinde özgün bir yeri olduğunu düşündüğümüz bu eserin, hem anlatım tarzıyla hem de çizimleriyle çocuk edebiyatımız için, ilk yayımlanışından 90 yıl sonra da olsa yeniden bir kazanım olmasını diliyoruz.