Bir avuç savaşçı olarak gelip Malazgirt'ten girdiler bu topraklara. İstanbul'u fethettiler. Viyana kapılarına dayandılar. Çanakkale'de geçit vermediler. Yok olmak üzereyken bile yeniden ayağa kalkıp dünyaya kafa tutan bir devlet kurdular. Peki, kimdir bunlar? Tabi ki Türkler…
Bu ülke; dünyanın asla beklemeyip ümit etmediği, eşsiz bir varoluşun yüksek şansına sahne oldu… Bu sahne, yedi bin yıllık bir Türk beşiğidir... Beşik, doğanın rüzgarıyla sallandı… Beşiğin içindeki çocuk, doğanın yağmuruyla yıkandı... O çocuk; doğanın yıldırımlarından, kasırgalarından önce korkar gibi oldu… Sonra, onlara alıştı... Onları, Doğanın Babası tanıdı... Onların oğlu oldu… Bir gün o doğa çocuğu, doğanın kendisi oldu... Yıldırım, dünyayı aydınlatan güneş oldu… Türk oldu… Türk budur... Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir…
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Bir avuç savaşçı olarak gelip Malazgirt'ten girdiler bu topraklara. İstanbul'u fethettiler. Viyana kapılarına dayandılar. Çanakkale'de geçit vermediler. Yok olmak üzereyken bile yeniden ayağa kalkıp dünyaya kafa tutan bir devlet kurdular. Peki, kimdir bunlar? Tabi ki Türkler…
Bu ülke; dünyanın asla beklemeyip ümit etmediği, eşsiz bir varoluşun yüksek şansına sahne oldu… Bu sahne, yedi bin yıllık bir Türk beşiğidir... Beşik, doğanın rüzgarıyla sallandı… Beşiğin içindeki çocuk, doğanın yağmuruyla yıkandı... O çocuk; doğanın yıldırımlarından, kasırgalarından önce korkar gibi oldu… Sonra, onlara alıştı... Onları, Doğanın Babası tanıdı... Onların oğlu oldu… Bir gün o doğa çocuğu, doğanın kendisi oldu... Yıldırım, dünyayı aydınlatan güneş oldu… Türk oldu… Türk budur... Yıldırımdır, kasırgadır, dünyayı aydınlatan güneştir…
- Gazi Mustafa Kemal Atatürk