İngilizce-Türkçe sözlüklerin üzerinde gördüğümüz, soyadıyla aşina olduğumuz meşhur oryantalist J. W. Redhouse, büyük sözlükleri başta olmak üzere Türkler ve İslam kültürü üzerine hazırladığı pek çok çalışmasından birini Türk Şiirinin Tarihi, Yöntemi ve Türleri Üzerine olarak adlandırarak Türk şiirine hasretmiştir. Esasında bir tebliğ olan ve sonrasında makale olarak basılan bu kitapçığın telif sebeplerinden ilki, İslam’ın kadına değer vermediği yönündeki iddiaları çürütmektir. Zira o dönemde, yani yaklaşık bir buçuk asır evvel, Amerika’da kümelenmiş misyoner çevrelerde İslam dininin kadını insan yerine koymadığı, hatta bir ruhunun bile olmadığını öğrettiği dile getirilmekteydi. Redhouse’un öncelikli amacı Kur’an’dan, sünnetten, dualardan ve şiirlerden aldığı örneklerle bunun bir yalan olduğunu kanıtlamaktır.
Söz konusu bildiriyi sunmasındaki ikinci ve daha önemli neden ise Avrupa’daki entelektüel çevrelerde Osmanlı Türkleri’nin edebiyattan yoksun, şiirden mahrum, devlet adamları olmayan cahil ve eğitimsiz bir barbar yığını olduğuna dair çıkan dedikodulardır. Redhouse, Türkler’in ilmî açıdan dünya tarihinde oynadıkları büyük ve önemli role değinmesinin akabinde yazısının büyük bölümünü Türkler’in şiiri olmadığı yönündeki iftirayı bertaraf etmeye ayırmıştır. Türkçenin şiir söyleme gücünden, bugün divan şiiri çatısı altında değerlendirilen şiir türlerinin özelliklerine değin önemli ve kayda değer analizler yapan Redhouse, savunmasını destekler nitelikte farklı şairlerden ve dönemlerden on dört adet manzume seçip bunları tek tek -kendi diline- çevirmek suretiyle şerh etmiştir. Yaptığı açıklamalar ve dikkat çektiği hususlar, Redhouse’un sadece Türk dili hakkında değil, Türk edebiyatına dair de oldukça bilgi sahibi olduğunu göstermektedir.
Redhouse muhataplarının Türk şiiri ile ilgili doğru malumattan mahrum olduklarını göz önünde bulundurduğundan, gerek Türkçenin şiirsel yönünü gerekse Türkçe söylenmiş manzumeleri ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Dolayısıyla bu inceleme ve çeviri, oryantalist bakışın izlerini sürmesinin yanında divan şiiri dünyasına adım atmak isteyen okurlar için bir el kitabı mahiyeti kazanmıştır.
İngilizce-Türkçe sözlüklerin üzerinde gördüğümüz, soyadıyla aşina olduğumuz meşhur oryantalist J. W. Redhouse, büyük sözlükleri başta olmak üzere Türkler ve İslam kültürü üzerine hazırladığı pek çok çalışmasından birini Türk Şiirinin Tarihi, Yöntemi ve Türleri Üzerine olarak adlandırarak Türk şiirine hasretmiştir. Esasında bir tebliğ olan ve sonrasında makale olarak basılan bu kitapçığın telif sebeplerinden ilki, İslam’ın kadına değer vermediği yönündeki iddiaları çürütmektir. Zira o dönemde, yani yaklaşık bir buçuk asır evvel, Amerika’da kümelenmiş misyoner çevrelerde İslam dininin kadını insan yerine koymadığı, hatta bir ruhunun bile olmadığını öğrettiği dile getirilmekteydi. Redhouse’un öncelikli amacı Kur’an’dan, sünnetten, dualardan ve şiirlerden aldığı örneklerle bunun bir yalan olduğunu kanıtlamaktır.
Söz konusu bildiriyi sunmasındaki ikinci ve daha önemli neden ise Avrupa’daki entelektüel çevrelerde Osmanlı Türkleri’nin edebiyattan yoksun, şiirden mahrum, devlet adamları olmayan cahil ve eğitimsiz bir barbar yığını olduğuna dair çıkan dedikodulardır. Redhouse, Türkler’in ilmî açıdan dünya tarihinde oynadıkları büyük ve önemli role değinmesinin akabinde yazısının büyük bölümünü Türkler’in şiiri olmadığı yönündeki iftirayı bertaraf etmeye ayırmıştır. Türkçenin şiir söyleme gücünden, bugün divan şiiri çatısı altında değerlendirilen şiir türlerinin özelliklerine değin önemli ve kayda değer analizler yapan Redhouse, savunmasını destekler nitelikte farklı şairlerden ve dönemlerden on dört adet manzume seçip bunları tek tek -kendi diline- çevirmek suretiyle şerh etmiştir. Yaptığı açıklamalar ve dikkat çektiği hususlar, Redhouse’un sadece Türk dili hakkında değil, Türk edebiyatına dair de oldukça bilgi sahibi olduğunu göstermektedir.
Redhouse muhataplarının Türk şiiri ile ilgili doğru malumattan mahrum olduklarını göz önünde bulundurduğundan, gerek Türkçenin şiirsel yönünü gerekse Türkçe söylenmiş manzumeleri ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Dolayısıyla bu inceleme ve çeviri, oryantalist bakışın izlerini sürmesinin yanında divan şiiri dünyasına adım atmak isteyen okurlar için bir el kitabı mahiyeti kazanmıştır.