“Türkler kimdir, nereden geldiler, hangi dine inanırlar, tarihleri ne zaman başlar, nasıl teşkilatlandılar ve en önemlisi Anadolu’ya geldikten sonra nasıl bu berrak günlere ulaştılar?..” Bu konuda nice eserler yazılmış ve bu soruların cevabı çoğunlukla verilmiştir elbette… Onların bu başarılı çalışmalarının üzerine söylenecek sözüm olamaz. Ancak her şeye rağmen Türklerin tarihinin bazı bilinmesi gereken temeline (özüne) inilmeyen önem ihtiva eden unsurlar var. Ben bu konuda hassasiyet gösterip bir çalışma yapmaya karar verdim. Maksadım, arada kalan bazı yaşanmışlara ışık tutmak ve mümkün olduğu kadar olumsuzlukları bertaraf etmektir. *** Türkler öylesine badirelerden geçti ki; savaştılar, esir düştüler, barıştılar; Uzak Asya'dan Akdeniz'e kadar uçsuz bucaksız bir coğrafyaya yayıldılar. Devletler kurdular, devletler yıktılar. Birçok farklı isimle anıldılar, farklı dinlere inandılar. Çok büyük bir medeniyet yarattılar. Başka medeniyetlerin yükselmesine katkıda bulundular. Zaman oldu masmavi gökyüzünün altında buluştular, hatta bazı Türk boylarından bazılarının birbirleri ile çatışmaya bile girdikleri görüldü, ancak nihayetinde Türklüğün gururu, İslam’ın şuuru ile yaşamayı kendilerine şiar edindiler.
Böylesine akseden tarihi gerçekleri bir çırpıda yazabilmek mümkün değildir. Zaten tarihçiler konuyu yayvanlaştırmadan inceleyip eserler ortaya koyup Türk-İslam tarihine adlarını yazdırmışlar.
Mehmet AKYOL
“Türkler kimdir, nereden geldiler, hangi dine inanırlar, tarihleri ne zaman başlar, nasıl teşkilatlandılar ve en önemlisi Anadolu’ya geldikten sonra nasıl bu berrak günlere ulaştılar?..” Bu konuda nice eserler yazılmış ve bu soruların cevabı çoğunlukla verilmiştir elbette… Onların bu başarılı çalışmalarının üzerine söylenecek sözüm olamaz. Ancak her şeye rağmen Türklerin tarihinin bazı bilinmesi gereken temeline (özüne) inilmeyen önem ihtiva eden unsurlar var. Ben bu konuda hassasiyet gösterip bir çalışma yapmaya karar verdim. Maksadım, arada kalan bazı yaşanmışlara ışık tutmak ve mümkün olduğu kadar olumsuzlukları bertaraf etmektir. *** Türkler öylesine badirelerden geçti ki; savaştılar, esir düştüler, barıştılar; Uzak Asya'dan Akdeniz'e kadar uçsuz bucaksız bir coğrafyaya yayıldılar. Devletler kurdular, devletler yıktılar. Birçok farklı isimle anıldılar, farklı dinlere inandılar. Çok büyük bir medeniyet yarattılar. Başka medeniyetlerin yükselmesine katkıda bulundular. Zaman oldu masmavi gökyüzünün altında buluştular, hatta bazı Türk boylarından bazılarının birbirleri ile çatışmaya bile girdikleri görüldü, ancak nihayetinde Türklüğün gururu, İslam’ın şuuru ile yaşamayı kendilerine şiar edindiler.
Böylesine akseden tarihi gerçekleri bir çırpıda yazabilmek mümkün değildir. Zaten tarihçiler konuyu yayvanlaştırmadan inceleyip eserler ortaya koyup Türk-İslam tarihine adlarını yazdırmışlar.
Mehmet AKYOL