Büyük Atatürk'ün vefatından 76 yıl sonra, bugün; 1920'lerdeki bozkır kasabası ve anti-emperyalist ‘Türk İstiklâl Savaşı'nın komuta merkezi' olan Ankara'dan, ‘köhne Bizans ve İmparatorluk(lar) Başkenti' İstanbul'la yarışacak bir ‘planlı ve ulusçu Kemalist Başkent' yaratmış bir şehircilik temelinden;
Ülke topraklarının yabancılara satılıp, tüm ulusu toptan borçlanmaya ve Sevr'ci yok-oluşa götüren bir rantçı-tezgâhçı imar ve TOKİ soygun düzenine (d)evrilmiş bir AKP şehirciliğine ulaşmış bulunuyoruz!!
Bu kitapta, bir yandan Türkiye içindeki şehirleşme / belediyeleşme hareketleri tarihsel düzlemde ele alınırken, diğer yandan da, emek, işgücü göçleriyle Avrupa'ya yayılmış Türk insanının oralardaki gettolaşma ve kentsel dipsınıflaşma örüntülerine değinilmektedir…
Onun içindir ki bu kitap, bir 'Türk-ulusçu' şehir planlama gözlüğünden bakmaktadır, hem dünya, hem de Türkiye'deki Türk insanının şehirleşme ve kentlileşme süreçlerine...
Tarihin, bilinmez ve ders alınmaz ise eğer, yakıcı güncel ve dahi, yaşanacak meçhul gelecek olacağı bilinciyle!
Büyük Atatürk'ün vefatından 76 yıl sonra, bugün; 1920'lerdeki bozkır kasabası ve anti-emperyalist ‘Türk İstiklâl Savaşı'nın komuta merkezi' olan Ankara'dan, ‘köhne Bizans ve İmparatorluk(lar) Başkenti' İstanbul'la yarışacak bir ‘planlı ve ulusçu Kemalist Başkent' yaratmış bir şehircilik temelinden;
Ülke topraklarının yabancılara satılıp, tüm ulusu toptan borçlanmaya ve Sevr'ci yok-oluşa götüren bir rantçı-tezgâhçı imar ve TOKİ soygun düzenine (d)evrilmiş bir AKP şehirciliğine ulaşmış bulunuyoruz!!
Bu kitapta, bir yandan Türkiye içindeki şehirleşme / belediyeleşme hareketleri tarihsel düzlemde ele alınırken, diğer yandan da, emek, işgücü göçleriyle Avrupa'ya yayılmış Türk insanının oralardaki gettolaşma ve kentsel dipsınıflaşma örüntülerine değinilmektedir…
Onun içindir ki bu kitap, bir 'Türk-ulusçu' şehir planlama gözlüğünden bakmaktadır, hem dünya, hem de Türkiye'deki Türk insanının şehirleşme ve kentlileşme süreçlerine...
Tarihin, bilinmez ve ders alınmaz ise eğer, yakıcı güncel ve dahi, yaşanacak meçhul gelecek olacağı bilinciyle!