Türkiye’nin en prestijli üniversiteleriyle beraber, Harvard, Columbia, New York, Princeton, Pennsylvania, Stanford ve Sachsen-Anhalt Üniversitesi ile Amerikan Kongre Kütüphanesi’nde de yer alan bu kitap, genişletilmiş basımıyla yazın tarihimizi konu eden en önemli kaynak eserlerden biri olarak yeniden raflarımıza giriyor!
“Öteden beri bazı liberal aydınlarımız, ütopik eserlerin sadece Avrupa’ya has bir yazın türü olduğunu söyleyip dururlar ve hatta buna ilişkin sözümona kanıtlar da ileri sürerler. Gerçekten böyle midir? Ütopyalar yalnızca Avrupalılara has bir yazın türü müdür? Ne yani, Türkler ütopyasız mıdır? Hayır! Her ne kadar Türklerin ütopya yazınıyla tanışması 19. yüzyılın ortalarına denk gelse de ütopik eserlerle tanışması çok daha eskidir... Türkiye’nin ütopyacı yazarları, yazdıkları eserlerle, sadece düşünsel ve siyasi hayatımızı belirlemediler; aynı zamanda devrimlere bizzat katılarak öncü roller de oynadılar.
“Dünyada olduğu gibi Türkiye’nin devrim tarihi ile ütopik yazınının tarihi de sarmaşık gibidir; birbirinden ayrılmaz biçimde iç içe geçmişlerdir. Bu kitabı okuduğunuzda tarihimizdeki her devrimci girişimden önce seçkin ütopyaların yazıldığını, bu eserleri yazan şahsiyetlerin kendilerinin de aktif siyasetin içinde olduklarını ve bu eserlerle hem kendi kuşaklarını hem de sonraki devrimci kuşakları derinden etkilediklerini, onlara sadece gelecek tasarısı sunmadıklarını, aynı zamanda onların devrimci heyecanını ateşlediklerini ve geleceğe ilişkin umutlarını diri tuttuklarını da göreceksiniz.”
Türkiye’nin en prestijli üniversiteleriyle beraber, Harvard, Columbia, New York, Princeton, Pennsylvania, Stanford ve Sachsen-Anhalt Üniversitesi ile Amerikan Kongre Kütüphanesi’nde de yer alan bu kitap, genişletilmiş basımıyla yazın tarihimizi konu eden en önemli kaynak eserlerden biri olarak yeniden raflarımıza giriyor!
“Öteden beri bazı liberal aydınlarımız, ütopik eserlerin sadece Avrupa’ya has bir yazın türü olduğunu söyleyip dururlar ve hatta buna ilişkin sözümona kanıtlar da ileri sürerler. Gerçekten böyle midir? Ütopyalar yalnızca Avrupalılara has bir yazın türü müdür? Ne yani, Türkler ütopyasız mıdır? Hayır! Her ne kadar Türklerin ütopya yazınıyla tanışması 19. yüzyılın ortalarına denk gelse de ütopik eserlerle tanışması çok daha eskidir... Türkiye’nin ütopyacı yazarları, yazdıkları eserlerle, sadece düşünsel ve siyasi hayatımızı belirlemediler; aynı zamanda devrimlere bizzat katılarak öncü roller de oynadılar.
“Dünyada olduğu gibi Türkiye’nin devrim tarihi ile ütopik yazınının tarihi de sarmaşık gibidir; birbirinden ayrılmaz biçimde iç içe geçmişlerdir. Bu kitabı okuduğunuzda tarihimizdeki her devrimci girişimden önce seçkin ütopyaların yazıldığını, bu eserleri yazan şahsiyetlerin kendilerinin de aktif siyasetin içinde olduklarını ve bu eserlerle hem kendi kuşaklarını hem de sonraki devrimci kuşakları derinden etkilediklerini, onlara sadece gelecek tasarısı sunmadıklarını, aynı zamanda onların devrimci heyecanını ateşlediklerini ve geleceğe ilişkin umutlarını diri tuttuklarını da göreceksiniz.”