Dil; “İnsanlar arasında karşılıklı haberleşme aracı olarak kullanılan; duygu, düşünce ve isteklerin: Ses, şekil ve anlam bakımından her toplumun kendi değer yargılarına göre biçimlen- miş ortak kurallarının yardımı ile başkalarına aktarılmasını sağlayan, seslerden örülü çok yönlü ve gelişmiş sistem olarak tanımlanır.”
Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” M. Kemal Atatürk
İletişimi sağlayan dilimiz, kendini anlatmada zorlanıyor mu da başka dillerden geçen sözcüklere gereksinim duyuyoruz?
Türkçe okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan bir dildir. Her sesin bir karşılığı vardır. Bazıları, sessiz harflerin başına bir sesli harf getirerek yanlış kullanıyorlar. Yine sessiz harflerin sonuna sesli (i) harf ekleyerek yanlış söylüyorlar. Son yıllarda Arapça, Farsça sözcükler yetmiyormuş gibi bazı Avrupa ülkelerinin dillerinden geçen sözcükler Türkçeyi esir alacak kadar çoğalmıştır. Ayrıca bazı kişiler bilinçsizce başka dillerden geçen sözcükleri Türkçe bir sözcükle karıştırıp hiç anlamı olmayan sözcükler üretiyorlar, böylelikle dilimize karşı yanlış kullanıyorlar.
Dilimize yazık etmeyin efendiler.
Dil; “İnsanlar arasında karşılıklı haberleşme aracı olarak kullanılan; duygu, düşünce ve isteklerin: Ses, şekil ve anlam bakımından her toplumun kendi değer yargılarına göre biçimlen- miş ortak kurallarının yardımı ile başkalarına aktarılmasını sağlayan, seslerden örülü çok yönlü ve gelişmiş sistem olarak tanımlanır.”
Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.” M. Kemal Atatürk
İletişimi sağlayan dilimiz, kendini anlatmada zorlanıyor mu da başka dillerden geçen sözcüklere gereksinim duyuyoruz?
Türkçe okunduğu gibi yazılan, yazıldığı gibi okunan bir dildir. Her sesin bir karşılığı vardır. Bazıları, sessiz harflerin başına bir sesli harf getirerek yanlış kullanıyorlar. Yine sessiz harflerin sonuna sesli (i) harf ekleyerek yanlış söylüyorlar. Son yıllarda Arapça, Farsça sözcükler yetmiyormuş gibi bazı Avrupa ülkelerinin dillerinden geçen sözcükler Türkçeyi esir alacak kadar çoğalmıştır. Ayrıca bazı kişiler bilinçsizce başka dillerden geçen sözcükleri Türkçe bir sözcükle karıştırıp hiç anlamı olmayan sözcükler üretiyorlar, böylelikle dilimize karşı yanlış kullanıyorlar.
Dilimize yazık etmeyin efendiler.