Türk siyasi tarihinin 1400'lü yıllardan itibaren Divan–ı Hümayun'dan başlayarak 1877 Meclis'i Umumi ve nihayet 23 Nisan 1920'de TBMM ile olgunlaşan “parlamento kültürü”nün kayıtlı olan ya da araştırmalarla ulaşılabilen arşivlerini farklı bir açıdan inceleyerek “ilk”lerini bir araya getiren bu kitapta;
Türk siyasetinin, paramenter sistemin, “ilk”lerini yaşayarak her dönem biraz daha olgunlaştığını, Bazı dönemlerin yazılı belgelerine ulaşılamasa da parlamentonun “ilk”lerinin bir hafızasının olduğunu, Milli egemenlik anlayışının tartışmasız önceliğini ve yasama ve yürütmenin yaşadığı tecrübeleri ve sonunda insan merkezli milli bir yönetim ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu anlayışının ülkemizde giderek yerleştiğini ve bunun da zamanla geliştiğini görmek mümkündür.
Türk siyasi tarihinin 1400'lü yıllardan itibaren Divan–ı Hümayun'dan başlayarak 1877 Meclis'i Umumi ve nihayet 23 Nisan 1920'de TBMM ile olgunlaşan “parlamento kültürü”nün kayıtlı olan ya da araştırmalarla ulaşılabilen arşivlerini farklı bir açıdan inceleyerek “ilk”lerini bir araya getiren bu kitapta;
Türk siyasetinin, paramenter sistemin, “ilk”lerini yaşayarak her dönem biraz daha olgunlaştığını, Bazı dönemlerin yazılı belgelerine ulaşılamasa da parlamentonun “ilk”lerinin bir hafızasının olduğunu, Milli egemenlik anlayışının tartışmasız önceliğini ve yasama ve yürütmenin yaşadığı tecrübeleri ve sonunda insan merkezli milli bir yönetim ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu anlayışının ülkemizde giderek yerleştiğini ve bunun da zamanla geliştiğini görmek mümkündür.