Günümüz kültürel alanının küresel medya endüstrileri sayesinde “çok kültürlü” politikalar ile yeniden tanımlanması söz konusu olurken, bu yeni tanım yerel ya da farklı olanın aykırılıklarının giderilerek hegemonik olana dahil edilmesiyle ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de de 2000'li yıllar sürecinde küresel sermaye ilişkilerine göre yeniden yapılanan medya sayesinde kültürel alanın yeniden tanımlanması söz konusudur. Medya bu yeni yapısı içinde hızla yerel kültürel alanlara yeni bağlamsallıklar kazandırırken, kimliği tanımlayan bağlamları eritmekte, geçmişle bağlarımızı koparmaktadır.
Bu kitap, günümüz küresel “çokkültürlü” politikaların medya aracılığı ile kurulmasını izlerken medyanın, bir diğer önemli piyasa olan müzik piyasası ile ortaklığına bakarak, bu sektörle iç içe geçen ilişkilerden yola çıkarak, gündelik modalar yerine daha kalıcı ve tekrar edici durumları inceleyerek ortaya çıkan dönüşümleri ve yeni bağlamları, özellikle yerel alanın küresel bağlamla yeniden tanımlanmasını bu çerçeveden saptamaya çalışmaktadır.
Nihayetinde, Türkiye'de öteden beri varolan farklı kültürel alanların yeniden üretiminin bu yeni kültürel süreç içinde de devam ettiğini ve giderek medya endüstrisinin düzenleme alanı içinde kurulduğunu göstermeyi hedeflemektedir.
Günümüz kültürel alanının küresel medya endüstrileri sayesinde “çok kültürlü” politikalar ile yeniden tanımlanması söz konusu olurken, bu yeni tanım yerel ya da farklı olanın aykırılıklarının giderilerek hegemonik olana dahil edilmesiyle ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de de 2000'li yıllar sürecinde küresel sermaye ilişkilerine göre yeniden yapılanan medya sayesinde kültürel alanın yeniden tanımlanması söz konusudur. Medya bu yeni yapısı içinde hızla yerel kültürel alanlara yeni bağlamsallıklar kazandırırken, kimliği tanımlayan bağlamları eritmekte, geçmişle bağlarımızı koparmaktadır.
Bu kitap, günümüz küresel “çokkültürlü” politikaların medya aracılığı ile kurulmasını izlerken medyanın, bir diğer önemli piyasa olan müzik piyasası ile ortaklığına bakarak, bu sektörle iç içe geçen ilişkilerden yola çıkarak, gündelik modalar yerine daha kalıcı ve tekrar edici durumları inceleyerek ortaya çıkan dönüşümleri ve yeni bağlamları, özellikle yerel alanın küresel bağlamla yeniden tanımlanmasını bu çerçeveden saptamaya çalışmaktadır.
Nihayetinde, Türkiye'de öteden beri varolan farklı kültürel alanların yeniden üretiminin bu yeni kültürel süreç içinde de devam ettiğini ve giderek medya endüstrisinin düzenleme alanı içinde kurulduğunu göstermeyi hedeflemektedir.