Anadolu'yu yurt edinen Türkler, denize açılmanın jeopolitik bir zorunluluk olduğunu fark ettiklerinde tersaneler inşa ederek güçlü bir donanmaya sahip olmak istediler. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Alanya ve Sinop tersanelerinde inşa ettiği donanmayla etkin bir güç hâline gelen Türk milleti, Osmanlı Devleti Dönemi’nde ise Akdeniz, Karadeniz ve Kızıldeniz'e hâkim olacak şekilde stratejik bölgelerde tersaneler inşa etmiştir. Ancak savaşlarda alınan mağlubiyetler ve iç isyanlar sonrasında yıpranan Osmanlı Devleti, sanayileşmede de geri kalmasının neticesinde Balkan Harbi ve I. Dünya Harbi ile yıkım sürecini tamamlamıştır.
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları sayesinde, Lozan Antlaşması ile yeniden bağımsızlığını kazanan Türkiye, hızla gerçekleştirilen devrimlere paralel olarak "devletçilik ilkesi" doğrultusunda kurulan sanayi işletmeler/fabrikalar ile modernleştirilen eğitim kurumları sayesinde kendi mühendis, teknisyen ve işçi kadrolarını oluşturmuştur. İktisadi ve idari bağımsızlığını elde eden Türkiye, teknik imkânlarının ve eğitimli kadrolarının artması ile ilk etapta Osmanlı Devleti'nden kalan harabe durumdaki fabrikaları ve gemileri onarmış, daha sonra modern fabrika ve tersaneler kurmaya muktedir olmuştur. Bu çalışma, gerek Türkiye gerekse İngiliz arşivlerinde yer alan birçok belgeden istifade ile çok kapsamlı ve derinlikli bir incelemenin neticesinde oluşturulmuştur. Mühendislik, iktisat ve tarih bilimleri ile denizcilik kültürünün sentezlenmesi sonucunda ortaya çıkan bu kitap alanında, bir ilk olması nedeniyle mühim bir boşluğu doldurmaktadır.
Anadolu'yu yurt edinen Türkler, denize açılmanın jeopolitik bir zorunluluk olduğunu fark ettiklerinde tersaneler inşa ederek güçlü bir donanmaya sahip olmak istediler. Anadolu Selçuklu Devleti'nin Alanya ve Sinop tersanelerinde inşa ettiği donanmayla etkin bir güç hâline gelen Türk milleti, Osmanlı Devleti Dönemi’nde ise Akdeniz, Karadeniz ve Kızıldeniz'e hâkim olacak şekilde stratejik bölgelerde tersaneler inşa etmiştir. Ancak savaşlarda alınan mağlubiyetler ve iç isyanlar sonrasında yıpranan Osmanlı Devleti, sanayileşmede de geri kalmasının neticesinde Balkan Harbi ve I. Dünya Harbi ile yıkım sürecini tamamlamıştır.
Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları sayesinde, Lozan Antlaşması ile yeniden bağımsızlığını kazanan Türkiye, hızla gerçekleştirilen devrimlere paralel olarak "devletçilik ilkesi" doğrultusunda kurulan sanayi işletmeler/fabrikalar ile modernleştirilen eğitim kurumları sayesinde kendi mühendis, teknisyen ve işçi kadrolarını oluşturmuştur. İktisadi ve idari bağımsızlığını elde eden Türkiye, teknik imkânlarının ve eğitimli kadrolarının artması ile ilk etapta Osmanlı Devleti'nden kalan harabe durumdaki fabrikaları ve gemileri onarmış, daha sonra modern fabrika ve tersaneler kurmaya muktedir olmuştur. Bu çalışma, gerek Türkiye gerekse İngiliz arşivlerinde yer alan birçok belgeden istifade ile çok kapsamlı ve derinlikli bir incelemenin neticesinde oluşturulmuştur. Mühendislik, iktisat ve tarih bilimleri ile denizcilik kültürünün sentezlenmesi sonucunda ortaya çıkan bu kitap alanında, bir ilk olması nedeniyle mühim bir boşluğu doldurmaktadır.