Güvenlik, Türkiye’nin hem dış politikasında hem de iç siyasal yaşamında sıkça kullanılan bir kavramdır. Yoğun güvenlik gündemi özellikle Türk dış politikasının neredeyse değişmez unsurlarından biridir. Bununla birlikte, 2000’li yıllarda Türkiye’nin güvenlik gündeminde köklü bir değişim başlamıştır. İçeride demokratik reformlar gerçekleştiren, uluslararası politikada ise yükselen bir bölgesel güç haline gelen Türkiye’nin yaşadığı bu dönüşümün nasıl açıklanacağı, yakın dönem uluslararası ilişkiler literatüründe en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Bu kitap, sözü edilen dönüşüm sürecine odaklanmakta, uluslararası ilişkilerin inşacı yaklaşımlarını temel alarak Türkiye’nin ulusal güvenlik politikasında son on yıllarda yaşanan dönüşümü tarihsel, kültürel ve kimliksel bağlamlarda tartışmayı amaçlamaktadır.
Güvenlik, Türkiye’nin hem dış politikasında hem de iç siyasal yaşamında sıkça kullanılan bir kavramdır. Yoğun güvenlik gündemi özellikle Türk dış politikasının neredeyse değişmez unsurlarından biridir. Bununla birlikte, 2000’li yıllarda Türkiye’nin güvenlik gündeminde köklü bir değişim başlamıştır. İçeride demokratik reformlar gerçekleştiren, uluslararası politikada ise yükselen bir bölgesel güç haline gelen Türkiye’nin yaşadığı bu dönüşümün nasıl açıklanacağı, yakın dönem uluslararası ilişkiler literatüründe en çok tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. Bu kitap, sözü edilen dönüşüm sürecine odaklanmakta, uluslararası ilişkilerin inşacı yaklaşımlarını temel alarak Türkiye’nin ulusal güvenlik politikasında son on yıllarda yaşanan dönüşümü tarihsel, kültürel ve kimliksel bağlamlarda tartışmayı amaçlamaktadır.