Rossini'ye en büyük bestecinin kim olduğunu sormuşlar, o da “Beethoven” diye yanıtlamış. “Peki Mozart?” denince Rossini, serinkanlı bir şekilde cevabı yapıştırmış: “Mozart en büyük besteci değil, tek besteci.” Aynısı Joan Copjec için de söylenmeli: Amerikalı Lacancıların “en büyüğü” değil, çok daha radikal anlamda Amerikalı tek Lacancı o. Bu yeni kitabı herhangi bir ölçüte göre “büyük” değil, “büyüklük” ölçütlerini yeniden tanımlıyor.
Kitapta Lacancı psikalaniz ve feminizm her iki alanı da yeniden yapılandıran bir şekilde bir araya geliyor. Tut Ki Kadın Yok'u okuduktan sonra hâlâ eskisi gibi devam edenler, yirminci yüzyılda filojistonu savunan fizikçilere benzeyecektir. Joan Copjec'in kitabı ancak Beauvior'nın İkinci Cins'i gibi kitapların yaklaşabileceği bir düzeyde.
- Slavoj Zizek
Rossini'ye en büyük bestecinin kim olduğunu sormuşlar, o da “Beethoven” diye yanıtlamış. “Peki Mozart?” denince Rossini, serinkanlı bir şekilde cevabı yapıştırmış: “Mozart en büyük besteci değil, tek besteci.” Aynısı Joan Copjec için de söylenmeli: Amerikalı Lacancıların “en büyüğü” değil, çok daha radikal anlamda Amerikalı tek Lacancı o. Bu yeni kitabı herhangi bir ölçüte göre “büyük” değil, “büyüklük” ölçütlerini yeniden tanımlıyor.
Kitapta Lacancı psikalaniz ve feminizm her iki alanı da yeniden yapılandıran bir şekilde bir araya geliyor. Tut Ki Kadın Yok'u okuduktan sonra hâlâ eskisi gibi devam edenler, yirminci yüzyılda filojistonu savunan fizikçilere benzeyecektir. Joan Copjec'in kitabı ancak Beauvior'nın İkinci Cins'i gibi kitapların yaklaşabileceği bir düzeyde.
- Slavoj Zizek