“Bu sistem bir tiranlık mıydı, yoksa devletlerin en özgürü ve en düzgünü müydü?”
Zamyatin'in Biz'i ve George Orwell'in 1984'ünden önce yazılan ve modern distopyaların öncüsü olan Üç Başlı Kerberos, paralel evren kavramının ele alındığı ilk spekülatif eser olarak da kabul edilir. “Kara Fantazya” türünün mucidi ve bir eseri yayımlanan Amerikalı ilk kadın bilimkurgu yazarı olan Gertrude Barrows Bennett tarafından 1919'da kaleme alınan bu roman Açlık Oyunları'na kadar uzanan distopya geleneğine önemli bir miras bırakmıştır.
Yazarın ilk olarak Francis Stevens takma adıyla yayımladığı bu romanda, “Üç Başlı Kerberos” şişesinin içinden çıkan gri bir madde, onu soluyanları Ulithia adlı tekinsiz bir diyara götürür. Tuhaf ağlarla örülü bu diyar, aslında başka bir zaman ve mekâna açılan bir yolculuğun ilk perdesidir. Cesur bir kadın olan Viola Trenmore, zeki ama utangaç Robert Drayton ve Viola'nın ateşli bir karakter olan abisi Terry, zamanda iki asırlık bir maceraya atılıp kendilerini 2118 yılında bulurlar.
Geleceğin dünyası artık bir kâbus halini almıştır. Vatandaşların ismi yoktur, birer “numara”dan ibaretlerdir. Gazete ve kitap okumak sadece ayrıcalıklı yöneticilere serbesttir. Penn Hizmeti adı verilen bir sistemin hüküm sürdüğü bu distopyada, kahramanlarımız kendilerini ölümcül oyunların içinde bulur. Sadece hayatlarını değil, bir dünyayı da kurtarmak zorundadırlar, ama hangisini? Geçmişi mi yoksa geleceği mi?
“Mary Shelley ile C. L. Moore arasındaki dönemin en yetenekli kadın bilimkurgu yazarı.”
-Sam Moskowitz
“Bu sistem bir tiranlık mıydı, yoksa devletlerin en özgürü ve en düzgünü müydü?”
Zamyatin'in Biz'i ve George Orwell'in 1984'ünden önce yazılan ve modern distopyaların öncüsü olan Üç Başlı Kerberos, paralel evren kavramının ele alındığı ilk spekülatif eser olarak da kabul edilir. “Kara Fantazya” türünün mucidi ve bir eseri yayımlanan Amerikalı ilk kadın bilimkurgu yazarı olan Gertrude Barrows Bennett tarafından 1919'da kaleme alınan bu roman Açlık Oyunları'na kadar uzanan distopya geleneğine önemli bir miras bırakmıştır.
Yazarın ilk olarak Francis Stevens takma adıyla yayımladığı bu romanda, “Üç Başlı Kerberos” şişesinin içinden çıkan gri bir madde, onu soluyanları Ulithia adlı tekinsiz bir diyara götürür. Tuhaf ağlarla örülü bu diyar, aslında başka bir zaman ve mekâna açılan bir yolculuğun ilk perdesidir. Cesur bir kadın olan Viola Trenmore, zeki ama utangaç Robert Drayton ve Viola'nın ateşli bir karakter olan abisi Terry, zamanda iki asırlık bir maceraya atılıp kendilerini 2118 yılında bulurlar.
Geleceğin dünyası artık bir kâbus halini almıştır. Vatandaşların ismi yoktur, birer “numara”dan ibaretlerdir. Gazete ve kitap okumak sadece ayrıcalıklı yöneticilere serbesttir. Penn Hizmeti adı verilen bir sistemin hüküm sürdüğü bu distopyada, kahramanlarımız kendilerini ölümcül oyunların içinde bulur. Sadece hayatlarını değil, bir dünyayı da kurtarmak zorundadırlar, ama hangisini? Geçmişi mi yoksa geleceği mi?
“Mary Shelley ile C. L. Moore arasındaki dönemin en yetenekli kadın bilimkurgu yazarı.”
-Sam Moskowitz