Ucunda Ölüm Var memleketin dört bir yanını dolaşan, hevesini gönlünden bir an olsun eksik etmeyen, yarım asırlık sevdasının peşinde dünyadan çağırı çağırı geçen Ağıtçı Kadın’ın hikâyesi.
Kemal Varol, ayrılığın ve ölümün bilgisiyle ilmek ilmek kurduğu romanda, bir geleneğin son temsilciyle düşüyor yollara. Konya, Bursa, İstanbul, Erzurum, Arkanya ve Arguvan… Uğradığı tüm şehirlerde Heves Ali’den bir iz, bir koku arayan Ağıtçı Kadın, yüzünü görmediği ölülerin hikâyelerinden ipuçları topluyor; saz âşığı Heves Ali’nin ölmediğine mi seviniyor yoksa onu bulamadığına mı üzülüyor?
Her ölüm, bir ayrılık… Bu sevda masalının ucunda ölüm var.
“Kime ne söylesem canım efendim!
Hasanım Ali, Hüseynim Ali, Hevesim Ali!
Kalbini unutan insan, neyi unutmaz ki!”
Ucunda Ölüm Var memleketin dört bir yanını dolaşan, hevesini gönlünden bir an olsun eksik etmeyen, yarım asırlık sevdasının peşinde dünyadan çağırı çağırı geçen Ağıtçı Kadın’ın hikâyesi.
Kemal Varol, ayrılığın ve ölümün bilgisiyle ilmek ilmek kurduğu romanda, bir geleneğin son temsilciyle düşüyor yollara. Konya, Bursa, İstanbul, Erzurum, Arkanya ve Arguvan… Uğradığı tüm şehirlerde Heves Ali’den bir iz, bir koku arayan Ağıtçı Kadın, yüzünü görmediği ölülerin hikâyelerinden ipuçları topluyor; saz âşığı Heves Ali’nin ölmediğine mi seviniyor yoksa onu bulamadığına mı üzülüyor?
Her ölüm, bir ayrılık… Bu sevda masalının ucunda ölüm var.
“Kime ne söylesem canım efendim!
Hasanım Ali, Hüseynim Ali, Hevesim Ali!
Kalbini unutan insan, neyi unutmaz ki!”