“Kim aptallık yapıyormuş, Liza?”
Liza içini çekerek, “Herkes yavrum," dedi, "herkes. Ama bazı aptallıklar olmasa yaşamaya değmezdi, öyle değil mi?”
Yıllar boyunca – deyim yerindeyse – sükût suikastına uğramış olan Gaito Gazdanov yakın geçmişte Rus edebiyatının büyük ustalarından biri olarak tekrar keşfedildi. Maksim Gorki’nin büyük övgüyle bahsettiği, adı her daim Nabokov’la birlikte anılan Gazdanov ikinci romanı Uçuş’ta Anna Karenina’daki karakter modelini merkeze alarak karmaşık bir aşk üçgenine odaklanıyor. Fransız Rivierası’nda tatil yapmakta olan Seryoja kendisinden yaşça büyük – ve aynı zamanda babasının metresi olan – Liza’ya âşık olur. Babası bu durumu fark edince oğlunun mutluluğu için Liza’dan onu terk etmesini ister. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Rus edebiyatını sürgünde devam ettiren yazarlar arasında öne çıkan Gazdanov, benzersiz üslubuyla iki savaş arası dönemin Paris’indeki Rus göçmenlerin hayatları üzerinden insan psikolojisinin karanlık noktalarını gözler önüne seriyor. Gazdanov, Sabri Gürses’in özenli çevirisi ve önsözüyle yıllar sonra Türkçede ilk kez hayat buluyor.
“Sen düzgün bir ilişkiden bahsediyorsun. Seryoja, bense aşktan bahsediyorum.”
“Kim aptallık yapıyormuş, Liza?”
Liza içini çekerek, “Herkes yavrum," dedi, "herkes. Ama bazı aptallıklar olmasa yaşamaya değmezdi, öyle değil mi?”
Yıllar boyunca – deyim yerindeyse – sükût suikastına uğramış olan Gaito Gazdanov yakın geçmişte Rus edebiyatının büyük ustalarından biri olarak tekrar keşfedildi. Maksim Gorki’nin büyük övgüyle bahsettiği, adı her daim Nabokov’la birlikte anılan Gazdanov ikinci romanı Uçuş’ta Anna Karenina’daki karakter modelini merkeze alarak karmaşık bir aşk üçgenine odaklanıyor. Fransız Rivierası’nda tatil yapmakta olan Seryoja kendisinden yaşça büyük – ve aynı zamanda babasının metresi olan – Liza’ya âşık olur. Babası bu durumu fark edince oğlunun mutluluğu için Liza’dan onu terk etmesini ister. İkinci Dünya Savaşı sonrasında Rus edebiyatını sürgünde devam ettiren yazarlar arasında öne çıkan Gazdanov, benzersiz üslubuyla iki savaş arası dönemin Paris’indeki Rus göçmenlerin hayatları üzerinden insan psikolojisinin karanlık noktalarını gözler önüne seriyor. Gazdanov, Sabri Gürses’in özenli çevirisi ve önsözüyle yıllar sonra Türkçede ilk kez hayat buluyor.
“Sen düzgün bir ilişkiden bahsediyorsun. Seryoja, bense aşktan bahsediyorum.”