Bosna Savaşı’ndan geriye pek çok acı hatıra kaldı. Elinizdeki kitap, bu acı hatıralardan bir bölümünü oluşturuyor. Savaş başladığında anne, babası ve beş kardeşiyle Zvornik’in Jošanica köyünde yaşayan Azir Šabić’in iki günlüğünden ilki olan bu kitap, Bosna Savaşı’nın Türkiye’de daha önce çok bilinmeyen bir tarafını “Zvornik Cephesi’ni” konu alıyor. Savaşın başlangıcından Azir Šabić ve kader ortaklığı yaptığı insanların güvenli bölge olarak tarif edilen Tuzla’ya geçişlerine kadarki yaklaşık üç yüz günün anlatımını içeren günlükte sayfalar ilerledikçe bedenleri üzerine plastik yakılarak işkence edilen kadınları, kamplarda yaş farkı gözetilmeksizin tecavüz edilen kızları, çocuklarını doyuramadığı için ruhsal bunalıma girip intihar eden anneleri, ilaç bulamadığı için hastalıktan kırılan, soğuktan ölen, bir dilim ekmeğe muhtaç insanların hazin hikayesini ve bununla beraber Sırplar tarafından Türk diye tarif edilen, yokluklar içerisinde var olma mücadelesi veren bir grup Boşnak’ın direnişini okuyacaksınız.
Bosna Savaşı’ndan geriye pek çok acı hatıra kaldı. Elinizdeki kitap, bu acı hatıralardan bir bölümünü oluşturuyor. Savaş başladığında anne, babası ve beş kardeşiyle Zvornik’in Jošanica köyünde yaşayan Azir Šabić’in iki günlüğünden ilki olan bu kitap, Bosna Savaşı’nın Türkiye’de daha önce çok bilinmeyen bir tarafını “Zvornik Cephesi’ni” konu alıyor. Savaşın başlangıcından Azir Šabić ve kader ortaklığı yaptığı insanların güvenli bölge olarak tarif edilen Tuzla’ya geçişlerine kadarki yaklaşık üç yüz günün anlatımını içeren günlükte sayfalar ilerledikçe bedenleri üzerine plastik yakılarak işkence edilen kadınları, kamplarda yaş farkı gözetilmeksizin tecavüz edilen kızları, çocuklarını doyuramadığı için ruhsal bunalıma girip intihar eden anneleri, ilaç bulamadığı için hastalıktan kırılan, soğuktan ölen, bir dilim ekmeğe muhtaç insanların hazin hikayesini ve bununla beraber Sırplar tarafından Türk diye tarif edilen, yokluklar içerisinde var olma mücadelesi veren bir grup Boşnak’ın direnişini okuyacaksınız.