Selam çocuklar, benim adım Ulduz. Farsçası ise Sitâre. Bu yıl on yaşımı doldurdum. Bu okuyacağınız öykü, benim başımdan geçen bütün serüvenimin sadece bir parçası. Behreng bey bir zamanlar bizim köyümüzde öğretmendi ve bizim evde yaşıyordu. Bir gün serüvenimi ona anlattım. Behreng Bey serüvenimi beğenmiş olacak ki “Senin kargalarla olan serüvenini öykü yapıp kitap haline getirmek istiyorum” dedi bana. Ben de birkaç şartla onun bu güzel teklifini kabul ettim. Birinci şart, öykümü sadece çocuklar için yazacaktı. Çünkü büyükler öykümü anlamayacak ve öykümden zevk almayacak kadar dalgındı. İkincisi, öykümü fakir olan ya da çok nazlı yetiştirilmemiş çocuklar için yazmalıydı. Uşaklarla, lüks arabalarla okula giden çocukların benim öykülerimi okumaya hakları yoktu. Behreng Bey ise “Büyük kentlerdeki zengin çocukları böyle yapıyorlar, üstelik çalımlarından da geçilmiyor” derdi.
Selam çocuklar, benim adım Ulduz. Farsçası ise Sitâre. Bu yıl on yaşımı doldurdum. Bu okuyacağınız öykü, benim başımdan geçen bütün serüvenimin sadece bir parçası. Behreng bey bir zamanlar bizim köyümüzde öğretmendi ve bizim evde yaşıyordu. Bir gün serüvenimi ona anlattım. Behreng Bey serüvenimi beğenmiş olacak ki “Senin kargalarla olan serüvenini öykü yapıp kitap haline getirmek istiyorum” dedi bana. Ben de birkaç şartla onun bu güzel teklifini kabul ettim. Birinci şart, öykümü sadece çocuklar için yazacaktı. Çünkü büyükler öykümü anlamayacak ve öykümden zevk almayacak kadar dalgındı. İkincisi, öykümü fakir olan ya da çok nazlı yetiştirilmemiş çocuklar için yazmalıydı. Uşaklarla, lüks arabalarla okula giden çocukların benim öykülerimi okumaya hakları yoktu. Behreng Bey ise “Büyük kentlerdeki zengin çocukları böyle yapıyorlar, üstelik çalımlarından da geçilmiyor” derdi.