“Türk modernleşmesi ve ulus devlet yapılanması sosyal grupların makro inşasını, ‘yatay kardeşlik’ vurgusuyla sistemin kurucularının ortak ve ulusal anlatılar üzerinde mitleştirildiği ve çoğu zaman da devlet tarafından yönetilen kültürel bellek seferberliğini işaret eder. Ve bu ulus devlet kimliği altında tahayyül edilen cemaat yapıları kendisini; ortak idealler, amaçlar ve tarih kurgusu etrafında şekillendirecek anlatılara ihtiyaç duyar.
Bu anlatılardan biri olan Yarım Türkler de modernleşirken değerlerini ıskalayan, milliyetini önemsemediği için köksüzlüğe mahkûm olmuş, bu sebeple yarım Türk olarak nitelendirilen bireyler üzerinden bir ideoloji okuması sunuyor sizlere.”
“Türk modernleşmesi ve ulus devlet yapılanması sosyal grupların makro inşasını, ‘yatay kardeşlik’ vurgusuyla sistemin kurucularının ortak ve ulusal anlatılar üzerinde mitleştirildiği ve çoğu zaman da devlet tarafından yönetilen kültürel bellek seferberliğini işaret eder. Ve bu ulus devlet kimliği altında tahayyül edilen cemaat yapıları kendisini; ortak idealler, amaçlar ve tarih kurgusu etrafında şekillendirecek anlatılara ihtiyaç duyar.
Bu anlatılardan biri olan Yarım Türkler de modernleşirken değerlerini ıskalayan, milliyetini önemsemediği için köksüzlüğe mahkûm olmuş, bu sebeple yarım Türk olarak nitelendirilen bireyler üzerinden bir ideoloji okuması sunuyor sizlere.”