Kitap ulusların/devletlerin inşasında kadınların varlığını görünmez kılan bakış açılarına alternatif üreterek, Kemalist modernizasyon sürecinin ikinci ayağını oluşturduğu düşünülen 1946-1960 döneminde Türk Sineması'nda ulusçuluğun kadın dolayımıyla nasıl yeniden üretildiğine bakmayı amaçlar. Her şeyden önce 1946-1950 yılları, daha önce yeterince anlatılmamış, değinilmemiş, konu ve eğilimler arasındadır. Oysa bu yıllar, Cumhuriyet Halk Parti'sinin içinden türeyen Demokrat Parti'nin kurulduğu ve siyasette belirginlik kazanmak için sağlam temeller attığı yıllardır. Kemalist modernizasyon süreci sonrası bir geçiş dönemi olarak betimlenebilen ve çok partili sisteme geçişin ilk nüvelerinin atıldığı yıllar olan 1946-1950 dönemi çalışmanın kapsamına dahil edilir. Bu bağlamda siyasal tarih sürecinde 1950-1960 dönemi sınırlamasından ziyade, 1946-1960 dönemi sınırlaması kültürel, politik ve ideolojik dinamiklerin saptanması açısından önemlidir. Öyle ki, günümüz Türk Sineması'ndaki ulusçuluk söyleminin irdelenmesinde bu dönemin dinamiklerinin farklı bir anlatıma katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Kitap ulusların/devletlerin inşasında kadınların varlığını görünmez kılan bakış açılarına alternatif üreterek, Kemalist modernizasyon sürecinin ikinci ayağını oluşturduğu düşünülen 1946-1960 döneminde Türk Sineması'nda ulusçuluğun kadın dolayımıyla nasıl yeniden üretildiğine bakmayı amaçlar. Her şeyden önce 1946-1950 yılları, daha önce yeterince anlatılmamış, değinilmemiş, konu ve eğilimler arasındadır. Oysa bu yıllar, Cumhuriyet Halk Parti'sinin içinden türeyen Demokrat Parti'nin kurulduğu ve siyasette belirginlik kazanmak için sağlam temeller attığı yıllardır. Kemalist modernizasyon süreci sonrası bir geçiş dönemi olarak betimlenebilen ve çok partili sisteme geçişin ilk nüvelerinin atıldığı yıllar olan 1946-1950 dönemi çalışmanın kapsamına dahil edilir. Bu bağlamda siyasal tarih sürecinde 1950-1960 dönemi sınırlamasından ziyade, 1946-1960 dönemi sınırlaması kültürel, politik ve ideolojik dinamiklerin saptanması açısından önemlidir. Öyle ki, günümüz Türk Sineması'ndaki ulusçuluk söyleminin irdelenmesinde bu dönemin dinamiklerinin farklı bir anlatıma katkı sağlayacağı düşünülmektedir.