Uluslararası hukukun devlet başkanlarına özel bir statü tanımasına karşılık son yüz yıl içinde yaşanan gelişmeler, sadece belli kişileri değil geniş kitleleri, toplumları ilgilendiren ve hatta uluslararası barışı ve sükûnu bozabilecek nitelikteki uluslararası suçların faillerinin yargı önünde hesap verebilmelerini sağlama, uluslararası suçların işlenmesinin önüne geçme amacının günden güne daha da canlı tutulduğunu göstermektedir. Bu nokta da konu uluslararası hukukun önemli hususlarından biri haline gelmektedir. Uluslararası teamül hukukunun devlet başkanlarına (başbakan ve dışişleri bakanlarına) geniş çaplı bağışıklık ve ayrıcalıklar tanıması karşısında uluslararası suç işlediği iddia edilen devlet başkanlarının yargılanması mümkün olabilecek midir? Bu eserde bu sorunun cevabı uluslararası hukuk kaynakları doğrultusunda, ulusal, uluslararası ve uluslararasılaştırılmış mahkeme uygulamaları göz önünde bulundurularak cevaplandırılmaya çalışılmaktadır.
Uluslararası hukukun devlet başkanlarına özel bir statü tanımasına karşılık son yüz yıl içinde yaşanan gelişmeler, sadece belli kişileri değil geniş kitleleri, toplumları ilgilendiren ve hatta uluslararası barışı ve sükûnu bozabilecek nitelikteki uluslararası suçların faillerinin yargı önünde hesap verebilmelerini sağlama, uluslararası suçların işlenmesinin önüne geçme amacının günden güne daha da canlı tutulduğunu göstermektedir. Bu nokta da konu uluslararası hukukun önemli hususlarından biri haline gelmektedir. Uluslararası teamül hukukunun devlet başkanlarına (başbakan ve dışişleri bakanlarına) geniş çaplı bağışıklık ve ayrıcalıklar tanıması karşısında uluslararası suç işlediği iddia edilen devlet başkanlarının yargılanması mümkün olabilecek midir? Bu eserde bu sorunun cevabı uluslararası hukuk kaynakları doğrultusunda, ulusal, uluslararası ve uluslararasılaştırılmış mahkeme uygulamaları göz önünde bulundurularak cevaplandırılmaya çalışılmaktadır.