Turizmin deniz-kum-güneş (sea-sand-sun) olarak görüldüğü bazı ülkelerde otel ve restoran yönetim alanında yazılanlar konuyu bu dar açıdan görmekle beraber turizmin öneminin anlaşıldığı ülkelerde ise turizmin tarafları teker teker ele alınarak bunların bakış açısından sektörün bugünü ve yarını analiz edilmektedir. Bu kitap uluslararası bağlamda otel ve restoran yönetiminde insan yerini ve önemini analiz etme çabasını ve sektörün ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterme amacı taşır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada köprü medeniyeti niteliğinde olan ve muhtelif etnik grupları bünyesinde barındıran ulusumuzun muhtelif ülkelerden gelen insanları da mutlu edecek şekilde misafir edebilmesi için kültürel farklılıkları avantaj olarak görecek eğitimin verilmiş olması gerekir. Bundan dolayı kültürel ve etnik farklılıkların dezavantajdan ziyade avantaj olabilmesi için bu konunun da ayrı bir başlık halinde ele alınıp irdelenmesi gerekir. Sektörün iş gücü ihtiyacının ve müşteri profilinin demografik yapıdaki değişimlere paralel olarak şekil alması, bu konunun otel ve restoran bağlamında incelenmesi ve ilerdeki ihtiyaçları karşılayacak tedbirlerin bugünden alınmasını gerektirmektedir. Ayrıca turizmin özel bir hizmet şekli olduğu gerçeğinden hareketle psikolojinin her esasta ve detayda ustaca ve gerektiği ölçüde kullanılmasını gerektiği düşünülmektedir.
Genel olarak fiziksel mekânların boyutlandırılması ve temel ihtiyaçların karşılanmasıyla misafirlerin mutlu olmasını bekleyenlerin psikolojiyi göz ardı ederek hizmet kalitesinin önemli bir unsurunu da hesaba katmadığı bilinmektedir. Bütün bunların yanı sıra kurulmuş olan en mükemmel sistemin bile kalite kontrol denetimi olmadan özelliğini kaybedeceğini düşünerek gerek sistemlerin kurulmasında gerekse yaşatılmasında dünyaca kabul edilen standartların varlığını kabul etmek ve onların getireceği denetim mekanizmalarını devam eden bir süreç olarak görmek gerekli olacaktır. Hizmette sınır yoktur anlayışının doğduğu bu ülkede yaratıcı düşüncenin ve imaj gücünün sınırsız olduğu gerçeği birleştirilirse ortaya çıkacak neticeden etkilenmeyecek hiçbir insan olmayacaktır.
Bu amaçla dünyada imaj gücünü ve yaratıcı düşünceyi kullanarak yapılmış eserleri tanımak bu konuda da okuyucunun ufkunu açacaktır. Kitabım yukarıda anlatılan hususlarla sınırlı olmayıp bunların ötesine geçerek uluslararası otel ve restoran yönetimi alanında işlenmemiş konuların işlenmesi ve az işlenmiş konuların detaylandırılması ve hepsinden önemlisi okuyucuyu düşünmeye ve kendi doğrusunu bulmaya davet etmek amacıyla hazırlanmıştır.
Turizmin deniz-kum-güneş (sea-sand-sun) olarak görüldüğü bazı ülkelerde otel ve restoran yönetim alanında yazılanlar konuyu bu dar açıdan görmekle beraber turizmin öneminin anlaşıldığı ülkelerde ise turizmin tarafları teker teker ele alınarak bunların bakış açısından sektörün bugünü ve yarını analiz edilmektedir. Bu kitap uluslararası bağlamda otel ve restoran yönetiminde insan yerini ve önemini analiz etme çabasını ve sektörün ayrılmaz bir parçası olduğunu gösterme amacı taşır. İçinde bulunduğumuz coğrafyada köprü medeniyeti niteliğinde olan ve muhtelif etnik grupları bünyesinde barındıran ulusumuzun muhtelif ülkelerden gelen insanları da mutlu edecek şekilde misafir edebilmesi için kültürel farklılıkları avantaj olarak görecek eğitimin verilmiş olması gerekir. Bundan dolayı kültürel ve etnik farklılıkların dezavantajdan ziyade avantaj olabilmesi için bu konunun da ayrı bir başlık halinde ele alınıp irdelenmesi gerekir. Sektörün iş gücü ihtiyacının ve müşteri profilinin demografik yapıdaki değişimlere paralel olarak şekil alması, bu konunun otel ve restoran bağlamında incelenmesi ve ilerdeki ihtiyaçları karşılayacak tedbirlerin bugünden alınmasını gerektirmektedir. Ayrıca turizmin özel bir hizmet şekli olduğu gerçeğinden hareketle psikolojinin her esasta ve detayda ustaca ve gerektiği ölçüde kullanılmasını gerektiği düşünülmektedir.
Genel olarak fiziksel mekânların boyutlandırılması ve temel ihtiyaçların karşılanmasıyla misafirlerin mutlu olmasını bekleyenlerin psikolojiyi göz ardı ederek hizmet kalitesinin önemli bir unsurunu da hesaba katmadığı bilinmektedir. Bütün bunların yanı sıra kurulmuş olan en mükemmel sistemin bile kalite kontrol denetimi olmadan özelliğini kaybedeceğini düşünerek gerek sistemlerin kurulmasında gerekse yaşatılmasında dünyaca kabul edilen standartların varlığını kabul etmek ve onların getireceği denetim mekanizmalarını devam eden bir süreç olarak görmek gerekli olacaktır. Hizmette sınır yoktur anlayışının doğduğu bu ülkede yaratıcı düşüncenin ve imaj gücünün sınırsız olduğu gerçeği birleştirilirse ortaya çıkacak neticeden etkilenmeyecek hiçbir insan olmayacaktır.
Bu amaçla dünyada imaj gücünü ve yaratıcı düşünceyi kullanarak yapılmış eserleri tanımak bu konuda da okuyucunun ufkunu açacaktır. Kitabım yukarıda anlatılan hususlarla sınırlı olmayıp bunların ötesine geçerek uluslararası otel ve restoran yönetimi alanında işlenmemiş konuların işlenmesi ve az işlenmiş konuların detaylandırılması ve hepsinden önemlisi okuyucuyu düşünmeye ve kendi doğrusunu bulmaya davet etmek amacıyla hazırlanmıştır.