1919 yılında David Davies tarafından kurulan kürsüyle doğduğu kabul edilen uluslararası ilişkiler disiplini, genel olarak yirminci yüzyılın ikinci yarısında olgunlaşmış bir bilim dalıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası savaş, barış, güç, güvenlik ve çıkar eksenli analizleri temel alan disiplin; uluslararası ilişkilerde ekonomi, çoklu aktörler ve sosyokültürel konuları ikincil olarak ele almıştır. Onunla ilişki içinde olan ''uluslararası politik ekonomi''nin yeni bir disiplin dalı olarak çok daha yakınlarda -1970'lerde- ortaya çıktığı söylenebilir. Modern dünyadaki ulusal ve uluslararası siyaset ve ekonomi alanlarının giderek artan ölçüdeki karşılıklı ilişkiler nedeniyle ortaya çıkan yapı, böyle bir bilimsel alana olan ihtiyacı artırmıştır. Bugünün dünyasının sorunlarını anlayabilmek, ekonomi ve siyasetin hem ulusal hem de uluslararası düzeydeki karşılıklı etkileşimini dikkate almayı gerektirmektedir. Bu etkileşimin temeli siyaset ve ekonomi biliminin geleneksel sınırlarının aşılmasıyla kısmen anlaşılabilecektir. Bu bağlamda politik ekonominin Avrasya coğrafyasındaki gelişmeler ışığında değerlendirildiği bu kitabın, alanyazında başucu kitabı olması amaçlanmıştır.
1919 yılında David Davies tarafından kurulan kürsüyle doğduğu kabul edilen uluslararası ilişkiler disiplini, genel olarak yirminci yüzyılın ikinci yarısında olgunlaşmış bir bilim dalıdır. İkinci Dünya Savaşı sonrası savaş, barış, güç, güvenlik ve çıkar eksenli analizleri temel alan disiplin; uluslararası ilişkilerde ekonomi, çoklu aktörler ve sosyokültürel konuları ikincil olarak ele almıştır. Onunla ilişki içinde olan ''uluslararası politik ekonomi''nin yeni bir disiplin dalı olarak çok daha yakınlarda -1970'lerde- ortaya çıktığı söylenebilir. Modern dünyadaki ulusal ve uluslararası siyaset ve ekonomi alanlarının giderek artan ölçüdeki karşılıklı ilişkiler nedeniyle ortaya çıkan yapı, böyle bir bilimsel alana olan ihtiyacı artırmıştır. Bugünün dünyasının sorunlarını anlayabilmek, ekonomi ve siyasetin hem ulusal hem de uluslararası düzeydeki karşılıklı etkileşimini dikkate almayı gerektirmektedir. Bu etkileşimin temeli siyaset ve ekonomi biliminin geleneksel sınırlarının aşılmasıyla kısmen anlaşılabilecektir. Bu bağlamda politik ekonominin Avrasya coğrafyasındaki gelişmeler ışığında değerlendirildiği bu kitabın, alanyazında başucu kitabı olması amaçlanmıştır.