Uluslararası hukuk, uluslararası toplumda süreklilik arz eden değişim ve dönüşümden yoğun biçimde etkilenen ve bu nedenle gelişmekte olan bir hukuk dalıdır. Klasik devlet merkezli uluslararası topluma yeni aktörlerin katılımı, uluslararası hukukun konu bakımından genişlemesine sebep olmuş ve bu durum özellikle var olan hukuk kaynakları ile bu yeni aktörler arasındaki ilişkiye dikkat çekmeyi gerektirmiştir. Bu kapsamda yer alan yeni aktörlerden biri olarak kabul edilen uluslararası yargı kuruluşları ile uluslararası hukukun en tartışmalı ve en belirsiz kaynaklarından biri olan uluslararası teamül kuralları arasındaki ilişki ise üzerinde özellikle durulması gereken bir konudur.
Birbirinden farklı niteliklere sahip uluslararası yargı kuruluşlarının teamül kurallarından ne anladıkları, teamülün belirsiz niteliği karşısında ne şekilde pozisyon aldıkları, iki unsurlu teorik teamül yaklaşımını ne ölçüde uygulayabildikleri, teamülün belirsizliği ve iki unsurun ispatının güçlüğü karşısında farklı yaklaşım ve yöntemler benimseyip benimsemedikleri ve nihayet tüm bunların uluslararası teamülü etkileyip etkilemediği gibi sorular bu eserde cevabı aranan sorulardır. Çalışmamızda bu noktalara odaklanmamızdaki amaç, uluslararası teamülün gelişiminde uluslararası yargı kararlarının rolünün kuşatıcı biçimde ortaya konulmasıdır. Bu kapsamda uluslararası yargı kuruluşlarının hem teamül kuralının varlığına (unsurlarına) yönelik tespit faaliyetleri hem de teamül kurallarının içeriğine yönelik etkileri üzerinde durulmuştur. Uluslararası yargı kararlarının teamül üzerindeki bu iki yönlü etkisinin incelenmesinin doğal uzantısı olarak uluslararası teamüle ilişkin klasik kabullerin uygulamada ne denli geçerli oldukları da ortaya konulmuş olacaktır.
Uluslararası hukuk, uluslararası toplumda süreklilik arz eden değişim ve dönüşümden yoğun biçimde etkilenen ve bu nedenle gelişmekte olan bir hukuk dalıdır. Klasik devlet merkezli uluslararası topluma yeni aktörlerin katılımı, uluslararası hukukun konu bakımından genişlemesine sebep olmuş ve bu durum özellikle var olan hukuk kaynakları ile bu yeni aktörler arasındaki ilişkiye dikkat çekmeyi gerektirmiştir. Bu kapsamda yer alan yeni aktörlerden biri olarak kabul edilen uluslararası yargı kuruluşları ile uluslararası hukukun en tartışmalı ve en belirsiz kaynaklarından biri olan uluslararası teamül kuralları arasındaki ilişki ise üzerinde özellikle durulması gereken bir konudur.
Birbirinden farklı niteliklere sahip uluslararası yargı kuruluşlarının teamül kurallarından ne anladıkları, teamülün belirsiz niteliği karşısında ne şekilde pozisyon aldıkları, iki unsurlu teorik teamül yaklaşımını ne ölçüde uygulayabildikleri, teamülün belirsizliği ve iki unsurun ispatının güçlüğü karşısında farklı yaklaşım ve yöntemler benimseyip benimsemedikleri ve nihayet tüm bunların uluslararası teamülü etkileyip etkilemediği gibi sorular bu eserde cevabı aranan sorulardır. Çalışmamızda bu noktalara odaklanmamızdaki amaç, uluslararası teamülün gelişiminde uluslararası yargı kararlarının rolünün kuşatıcı biçimde ortaya konulmasıdır. Bu kapsamda uluslararası yargı kuruluşlarının hem teamül kuralının varlığına (unsurlarına) yönelik tespit faaliyetleri hem de teamül kurallarının içeriğine yönelik etkileri üzerinde durulmuştur. Uluslararası yargı kararlarının teamül üzerindeki bu iki yönlü etkisinin incelenmesinin doğal uzantısı olarak uluslararası teamüle ilişkin klasik kabullerin uygulamada ne denli geçerli oldukları da ortaya konulmuş olacaktır.