Sevin Sezgin, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi (Kütüphanecilik Bölümü) mezunu. Lisans eğitiminin yanı sıra Farsça, Ön Asya Arkeolojisi ve Sanat Tarihi ön lisans programlarını bitirmiş. Üniversite ve Halk Kütüphanelerinde çalışmış. Kültür Bakanlığından şube müdürü olarak emekli olmuş. Dil Derneği, Türk Kütüphanecilik Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Egeli Kadın Yazarlar Platformu, Martı Çocuk ve Gençlik Edebiyatı, Eksi18 Edebiyat Topluluğu üyesi. Bunun yanı sıra iki yetişkinler için, beş çocuklar için eser ortaya koymuş. Birçok ortak kitaba katkı sunmuş. Ayrıca birçok ödüle layık görülmüş. Kısaca özetlenen hikâyeden çıkan sonuç o ki Sevin Sezgin, “atak” her yönüyle bir cumhuriyet kadını…
Yukarıda dile getirilenler Sevin Sezgin’in bir tür “kâşesi/müh’rü/damgası” kabul edilmelidir; Umuda Tutunmak adlı bu öykü kitabı için de referans alınmalıdır.
Sevin Sezgin öykülerinde Türkçeyi olabildiğince duru (Annie Arneux’tan bu yana “yalın” sözcüğü çok gözde olsa da bu öykülere “duru” sözcüğü daha uygun gibi) kullanmakta. Her tümce yeterli uzunlukta, ne bir fazla ne bir eksik. Hesaplanmış ama kitabilikten de uzak. Tinselliği de o duruluğun içine serpiştirmesini biliyor.
Peki ama öykü dediğimiz sanatsal tür, dilden mi ibarettir? Elbette ki hayır. Herkes dili “duru” kullanabilir ama o dille “çarpıcı” öykü anlatabilir mi? İlgimizi çekecek, benliğimizi yerinden oynatacak denli atak… Hatta asırların “gelenek” adına yüklediği tüm “değer yargıları”nı bir anda çöpe fırlatıp attıracak denli “cüretkâr”… Dahası mı? Trajik insanlık hallerinin arabeske kaçmayan bir “duyarlıkla” işlenmesi… Üst düzey yönetici Leyla ile “en altta” kalan, fahişeliğe mahkûm edilen ironik ismi Fazilet’in hikâyesi de hiçbir abartıya düşmeden bize (okura) duyumsatılabiliyor.
Byung-Cuhul Han’ın ifadesiyle Güzeli Kurtarmak en “devrimci” eylemlerden biri olacaktır ama Attilâ İlhan’vari soralım: “Hangi güzeli?” Umuda Tutunmak’taki “yaralı yürekleri” elbette, insanlığın tüm “yaralı yürekleri”ni…
Sevin Sezgin, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Bilgi ve Belge Yönetimi (Kütüphanecilik Bölümü) mezunu. Lisans eğitiminin yanı sıra Farsça, Ön Asya Arkeolojisi ve Sanat Tarihi ön lisans programlarını bitirmiş. Üniversite ve Halk Kütüphanelerinde çalışmış. Kültür Bakanlığından şube müdürü olarak emekli olmuş. Dil Derneği, Türk Kütüphanecilik Derneği, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Egeli Kadın Yazarlar Platformu, Martı Çocuk ve Gençlik Edebiyatı, Eksi18 Edebiyat Topluluğu üyesi. Bunun yanı sıra iki yetişkinler için, beş çocuklar için eser ortaya koymuş. Birçok ortak kitaba katkı sunmuş. Ayrıca birçok ödüle layık görülmüş. Kısaca özetlenen hikâyeden çıkan sonuç o ki Sevin Sezgin, “atak” her yönüyle bir cumhuriyet kadını…
Yukarıda dile getirilenler Sevin Sezgin’in bir tür “kâşesi/müh’rü/damgası” kabul edilmelidir; Umuda Tutunmak adlı bu öykü kitabı için de referans alınmalıdır.
Sevin Sezgin öykülerinde Türkçeyi olabildiğince duru (Annie Arneux’tan bu yana “yalın” sözcüğü çok gözde olsa da bu öykülere “duru” sözcüğü daha uygun gibi) kullanmakta. Her tümce yeterli uzunlukta, ne bir fazla ne bir eksik. Hesaplanmış ama kitabilikten de uzak. Tinselliği de o duruluğun içine serpiştirmesini biliyor.
Peki ama öykü dediğimiz sanatsal tür, dilden mi ibarettir? Elbette ki hayır. Herkes dili “duru” kullanabilir ama o dille “çarpıcı” öykü anlatabilir mi? İlgimizi çekecek, benliğimizi yerinden oynatacak denli atak… Hatta asırların “gelenek” adına yüklediği tüm “değer yargıları”nı bir anda çöpe fırlatıp attıracak denli “cüretkâr”… Dahası mı? Trajik insanlık hallerinin arabeske kaçmayan bir “duyarlıkla” işlenmesi… Üst düzey yönetici Leyla ile “en altta” kalan, fahişeliğe mahkûm edilen ironik ismi Fazilet’in hikâyesi de hiçbir abartıya düşmeden bize (okura) duyumsatılabiliyor.
Byung-Cuhul Han’ın ifadesiyle Güzeli Kurtarmak en “devrimci” eylemlerden biri olacaktır ama Attilâ İlhan’vari soralım: “Hangi güzeli?” Umuda Tutunmak’taki “yaralı yürekleri” elbette, insanlığın tüm “yaralı yürekleri”ni…