“Tarihe dönüş”, “Tarihi keşfetme”, “Tarihi anlama” Üniversalist Tarih’in işlevlerinden sadece birkaçıdır. Tarihin araştırılması ve yazımı, değiştirmek için temel güçtür. Yeniden keşif, “Gerçek-Tarih”tir. Yazılı tarih, resmi tarih yazarlarının uydurmalarıyla daha fazla önemi bulunmayan olaylar ve kaynakların ötesine ulaşamıyor. İyi niyetliler bile; genel olarak manipüle edilmiş, yani hile karıştırılmış, uydurulmuş haber ve kaynaklar tarafından konulmuş engelleri aşamıyorlar. Resmi Tarih, kırsal alanların değil, çoğunlukla kent toplumunun çok küçük bir çatlağıyla yazılı tarihin temas kurduğu “olaylar”dır. Genel olarak o (yazılı tarih) yurttaşlarla değil, yöneticiler ve makam/rütbe sahibi azınlıkla ilgilenir. Tarihte çok şeyler oldu, ama onun çok azı yazılıdır. Hatta yazılı tarih, yazarın yöneticinin, örneğin Papa’nın görüşlerini de yansıtır. Resmi Tarih egemen olan, hükmedendir. O kendi ilgi ve çıkarının sunuşunu yapar. Yönetim erki (iktidar) tarihsel olay olarak gözükür ve yönetici sınıf, kendi egemenliğinin sonsuz olduğunu ilan eder. Yazılı tarih zaferlerin tarihidir, nadir olarak yenilgilerin... Üniversalist Tarih, yazılı tarihe teslim olmak niyetinde değildir. O, diğer tarihi, yazılı olmayan “aşağıdakilerin tarihini” keşfetmeğe, ortaya çıkarmaya kararlıdır. Bu keşif, her şeye rağmen yapılmalıdır; yapılacaktır!
“Tarihe dönüş”, “Tarihi keşfetme”, “Tarihi anlama” Üniversalist Tarih’in işlevlerinden sadece birkaçıdır. Tarihin araştırılması ve yazımı, değiştirmek için temel güçtür. Yeniden keşif, “Gerçek-Tarih”tir. Yazılı tarih, resmi tarih yazarlarının uydurmalarıyla daha fazla önemi bulunmayan olaylar ve kaynakların ötesine ulaşamıyor. İyi niyetliler bile; genel olarak manipüle edilmiş, yani hile karıştırılmış, uydurulmuş haber ve kaynaklar tarafından konulmuş engelleri aşamıyorlar. Resmi Tarih, kırsal alanların değil, çoğunlukla kent toplumunun çok küçük bir çatlağıyla yazılı tarihin temas kurduğu “olaylar”dır. Genel olarak o (yazılı tarih) yurttaşlarla değil, yöneticiler ve makam/rütbe sahibi azınlıkla ilgilenir. Tarihte çok şeyler oldu, ama onun çok azı yazılıdır. Hatta yazılı tarih, yazarın yöneticinin, örneğin Papa’nın görüşlerini de yansıtır. Resmi Tarih egemen olan, hükmedendir. O kendi ilgi ve çıkarının sunuşunu yapar. Yönetim erki (iktidar) tarihsel olay olarak gözükür ve yönetici sınıf, kendi egemenliğinin sonsuz olduğunu ilan eder. Yazılı tarih zaferlerin tarihidir, nadir olarak yenilgilerin... Üniversalist Tarih, yazılı tarihe teslim olmak niyetinde değildir. O, diğer tarihi, yazılı olmayan “aşağıdakilerin tarihini” keşfetmeğe, ortaya çıkarmaya kararlıdır. Bu keşif, her şeye rağmen yapılmalıdır; yapılacaktır!