Amelia ve büyükannesi bir gün akşam yemeği için eve dönmeyi unuttuklarında Unutkanlık Diyarı denilen bir yer keşfederler. Önce Büyükannenin Unutkanlık Evi’ni görürler, bu ev çok büyüktür. İçinde büyükannenin çocukluğundan o güne kadar yaşadığı pek çok anı narin kelebekler gibi uçuşmaktadır: taze ekmek kokusu, takla atmanın verdiği baş dönmesi, mavi elbisesi… Daha sonra Amelia’nın Unutkanlık Evi’ne giderler. Bu ev ise oldukça küçüktür. “Lütfen, teşekkür ederim.” gibi sözler ve ayakkabıların doğru yönleri unutulanlar arasında yer alır. Eve gitmeleri gerektiğini hatırlarlar ve Amelia’nın aklına büyükannesinin hatırlamasına yardımcı olacak parlak bir fikir gelir.
İnsanlar bazı şeyleri unutabilirler ama sevdiklerini sevmeyi asla…
Unutkanlık Diyarı, ileri yaşlarda yaşanabilecek hafıza soruna, hassas ve incelikli bir yerden güzel bir bakış açısı sunar. Kitabın resimleri, hikâyeyi desteklemenin ve zenginleştirmenin ötesinde okuru iki kapak arasında görsel bir yolculuğa çıkarır.
Amelia ve büyükannesi bir gün akşam yemeği için eve dönmeyi unuttuklarında Unutkanlık Diyarı denilen bir yer keşfederler. Önce Büyükannenin Unutkanlık Evi’ni görürler, bu ev çok büyüktür. İçinde büyükannenin çocukluğundan o güne kadar yaşadığı pek çok anı narin kelebekler gibi uçuşmaktadır: taze ekmek kokusu, takla atmanın verdiği baş dönmesi, mavi elbisesi… Daha sonra Amelia’nın Unutkanlık Evi’ne giderler. Bu ev ise oldukça küçüktür. “Lütfen, teşekkür ederim.” gibi sözler ve ayakkabıların doğru yönleri unutulanlar arasında yer alır. Eve gitmeleri gerektiğini hatırlarlar ve Amelia’nın aklına büyükannesinin hatırlamasına yardımcı olacak parlak bir fikir gelir.
İnsanlar bazı şeyleri unutabilirler ama sevdiklerini sevmeyi asla…
Unutkanlık Diyarı, ileri yaşlarda yaşanabilecek hafıza soruna, hassas ve incelikli bir yerden güzel bir bakış açısı sunar. Kitabın resimleri, hikâyeyi desteklemenin ve zenginleştirmenin ötesinde okuru iki kapak arasında görsel bir yolculuğa çıkarır.