Zeynep Sati Yalçın’ın öyküleri; insan olmanın sancılı gerçeğinin, hayatın çelişkili yanlarının, kimi zaman gerçekçi kimi zaman da gerçeküstü bir dünyadaki izlerini sürüyor.
Akışı hiç durmayan hatta hiç yavaşlamayan bu tuhaf çağın, yanaşacak bir kıyısı olmadan savrulan insanlarıdır yazarın kahramanları. Yaşamın bir sevda olmaktan çıktığı insanlar için bilincin körleşen yanlarında, bir şeylerin unutulması kendiliğinden fışkıran bir kaynaktır, kaçınılmazdır. Unutmak da hatırlamak gibi ağır bir sancıdır. İnsan; unuttuklarını hatırlaya hatırlaya hatırladıklarını unuta unuta, bir paradoksun ortasında bulur kendini, gidip gelir paradoksları ve kendi ıssızlığı arasında. Donmuş bir karede yorumlanmayı bekleyen bu hayatlar, kendi yabancılıklarının içinden tutulup çıkarılmayı ve öyküler yoluyla tanıdık olmayı arzuluyor…
Zeynep Sati Yalçın’ın öyküleri; insan olmanın sancılı gerçeğinin, hayatın çelişkili yanlarının, kimi zaman gerçekçi kimi zaman da gerçeküstü bir dünyadaki izlerini sürüyor.
Akışı hiç durmayan hatta hiç yavaşlamayan bu tuhaf çağın, yanaşacak bir kıyısı olmadan savrulan insanlarıdır yazarın kahramanları. Yaşamın bir sevda olmaktan çıktığı insanlar için bilincin körleşen yanlarında, bir şeylerin unutulması kendiliğinden fışkıran bir kaynaktır, kaçınılmazdır. Unutmak da hatırlamak gibi ağır bir sancıdır. İnsan; unuttuklarını hatırlaya hatırlaya hatırladıklarını unuta unuta, bir paradoksun ortasında bulur kendini, gidip gelir paradoksları ve kendi ıssızlığı arasında. Donmuş bir karede yorumlanmayı bekleyen bu hayatlar, kendi yabancılıklarının içinden tutulup çıkarılmayı ve öyküler yoluyla tanıdık olmayı arzuluyor…