Gurur tükenmiş çoğu insanın yanağından
isyan devridir yaşıyoruz bu dem bu zaman
isyan bıçağı değil böğrüme sapılmış sancı
devrimin İman öfkesiyle karıyorum harcı
çünkü çok ağlattı, bu devrin depremi çok can aldı
ve çok gördüm solgun yüzlü çocukları”
ayrılmaz coğrafyada ayrılmaz simaları
bir tabutu bir mezarı olmayan insanları gördüm
ateşleriyle dayanmaya çalıştım dimdik
gözbebeklerimde tutuşan şafak,
güzel yüzlü insanların yitik canlarıyla karardı
derin denizlerin kaygısında
zorlu ve sınavlı siyasi sabahlara gebe duygularla
gökyüzü ağlıyordu
ve insanlar mal, talan peşinde hala
sıkılmış bir yumruk gibi gergin
Maraş’tan Hatay’dan Diyarbakır’a giden yolda
sevdalı bir haykırmamla cılız bir türkü
binlerce ve milyonları aşkın halkım gibi
zincirlere vurulmuş içimdeki ezgi
siyasetin pençesinde vergilere bağlanmış halkım
felç olmuş yalnızlıklar görüyorum
büyük acıların ve gözyaşları kurumuş insan
gözlerinde ilhamım aşka akardı, şiirim bıçak ağzı bu gün
devrim türküleri değil deprem korkusu dizelerim
ve başkaldırmayı öğreniyor dudaklarım
geleceğe ders vermeliyiz,
hırsızlara edep irfan dağıtmalıyız
vicdanları meyve tutmalı gayrı müteahhitlerin
bir kere olsun sallanalım evimizde kaygısızca
serin ilkbahar iklimindeyim
gözlerimden akan kalemimden dökülür
çok korktum ve anemide kurtarın diyen
çocukların unutulmaz depremin şiiridir
Gurur tükenmiş çoğu insanın yanağından
isyan devridir yaşıyoruz bu dem bu zaman
isyan bıçağı değil böğrüme sapılmış sancı
devrimin İman öfkesiyle karıyorum harcı
çünkü çok ağlattı, bu devrin depremi çok can aldı
ve çok gördüm solgun yüzlü çocukları”
ayrılmaz coğrafyada ayrılmaz simaları
bir tabutu bir mezarı olmayan insanları gördüm
ateşleriyle dayanmaya çalıştım dimdik
gözbebeklerimde tutuşan şafak,
güzel yüzlü insanların yitik canlarıyla karardı
derin denizlerin kaygısında
zorlu ve sınavlı siyasi sabahlara gebe duygularla
gökyüzü ağlıyordu
ve insanlar mal, talan peşinde hala
sıkılmış bir yumruk gibi gergin
Maraş’tan Hatay’dan Diyarbakır’a giden yolda
sevdalı bir haykırmamla cılız bir türkü
binlerce ve milyonları aşkın halkım gibi
zincirlere vurulmuş içimdeki ezgi
siyasetin pençesinde vergilere bağlanmış halkım
felç olmuş yalnızlıklar görüyorum
büyük acıların ve gözyaşları kurumuş insan
gözlerinde ilhamım aşka akardı, şiirim bıçak ağzı bu gün
devrim türküleri değil deprem korkusu dizelerim
ve başkaldırmayı öğreniyor dudaklarım
geleceğe ders vermeliyiz,
hırsızlara edep irfan dağıtmalıyız
vicdanları meyve tutmalı gayrı müteahhitlerin
bir kere olsun sallanalım evimizde kaygısızca
serin ilkbahar iklimindeyim
gözlerimden akan kalemimden dökülür
çok korktum ve anemide kurtarın diyen
çocukların unutulmaz depremin şiiridir