İslâm medeniyetinde ilk ulucâmi, Hz. Peygamber'in (a.s.) ve ashâbının hicretin birinci yılında inşa ettiği Mescid-i Nebevî'dir. Bu mescit, daha sonra inşa edilen ulucâmilere örnek olmuştur. Ulucâmi; şeâr-i İslâmiye'dendir ve İslâm şehrinin merkezî mekânı, Müslümanları cuma ve bayram namazları vesilesiyle bir araya getiren en büyük mabet, eğitim-öğretim ve istişare mekânıdır.
Bu yaklaşımın bir örneği olan Urfa Ulucâmi, ilk olarak Hz. Ömer (r.a.) döneminde el-Cezîre bölge valisi sahibi Saîd b. Âmir b. Hizyem el-Cumahî el-Kureşî tarafından 641 yılında inşa edilmiş ve tarih sahnesindeki yerini almıştır. Minaresi Selçuklularca Emir Bozan tarafından yaptırılmıştır. Minarenin tepesini örten kubbe Osmanlı'nın son dönemlerinde yıkılmıştır. Yıkılan bu kubbenin yerine, 1900'lü yılların başında dörtgen planlı bir sâyebân inşa etmiştir. Urfa Ulucâmi'yi bugünkü formda yeniden inşa eden ise Dımaşk ve Halep atabeği Nureddin Mahmut Zengi'dir.
Kasım Şulul sadece ülkemizin değil, İslâm tarihi ve medeniyetinin de müstesna örneklerinden biri olan bu mâbedi gerek mimari, gerekse tarihi nitelikleri bakımından ayrıntılı bir şekilde inceliyor, camiyi sayısız görsel ile adeta hafızamıza nakşediyor.
İslâm medeniyetinde ilk ulucâmi, Hz. Peygamber'in (a.s.) ve ashâbının hicretin birinci yılında inşa ettiği Mescid-i Nebevî'dir. Bu mescit, daha sonra inşa edilen ulucâmilere örnek olmuştur. Ulucâmi; şeâr-i İslâmiye'dendir ve İslâm şehrinin merkezî mekânı, Müslümanları cuma ve bayram namazları vesilesiyle bir araya getiren en büyük mabet, eğitim-öğretim ve istişare mekânıdır.
Bu yaklaşımın bir örneği olan Urfa Ulucâmi, ilk olarak Hz. Ömer (r.a.) döneminde el-Cezîre bölge valisi sahibi Saîd b. Âmir b. Hizyem el-Cumahî el-Kureşî tarafından 641 yılında inşa edilmiş ve tarih sahnesindeki yerini almıştır. Minaresi Selçuklularca Emir Bozan tarafından yaptırılmıştır. Minarenin tepesini örten kubbe Osmanlı'nın son dönemlerinde yıkılmıştır. Yıkılan bu kubbenin yerine, 1900'lü yılların başında dörtgen planlı bir sâyebân inşa etmiştir. Urfa Ulucâmi'yi bugünkü formda yeniden inşa eden ise Dımaşk ve Halep atabeği Nureddin Mahmut Zengi'dir.
Kasım Şulul sadece ülkemizin değil, İslâm tarihi ve medeniyetinin de müstesna örneklerinden biri olan bu mâbedi gerek mimari, gerekse tarihi nitelikleri bakımından ayrıntılı bir şekilde inceliyor, camiyi sayısız görsel ile adeta hafızamıza nakşediyor.