Oğuz Türklerinin ağız özelliklerinin 11. Yüzyıldan itibaren Anadolu'da bir yazı dili haline gelmeye başladığı bilinmektedir. Türk dünyasının büyük bölümünü oluşturan Oğuzların, ağız özellikleri yazı dillerinin yanı sıra, yazı dili olamamış muhtelif ağızlarda görülmektedir. Anadolu'daki çeşitli ağızlarda da bu özellikler yaşatılmaktadır. Günümüzde şehirlere göç ve okullaşmanın yaygınlaşması ile yok olmaya başlayan çeşitli Anadolu ağızlarının kaybolmadan önce ayrıntılı tespiti önem kazanmıştır.
Eser, "Önsöz" ve "Giriş" bölümlerinin ardından 5 bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölüm "Ses Bilgisi", ikinci bölüm "Şekil Bilgisi", üçüncü bölüm "Cümle Bilgisi", dördüncü bölüm "Metinler", beşinci bölüm ise "Sözlük"ten oluşmaktadır.
Oğuz Türklerinin ağız özelliklerinin 11. Yüzyıldan itibaren Anadolu'da bir yazı dili haline gelmeye başladığı bilinmektedir. Türk dünyasının büyük bölümünü oluşturan Oğuzların, ağız özellikleri yazı dillerinin yanı sıra, yazı dili olamamış muhtelif ağızlarda görülmektedir. Anadolu'daki çeşitli ağızlarda da bu özellikler yaşatılmaktadır. Günümüzde şehirlere göç ve okullaşmanın yaygınlaşması ile yok olmaya başlayan çeşitli Anadolu ağızlarının kaybolmadan önce ayrıntılı tespiti önem kazanmıştır.
Eser, "Önsöz" ve "Giriş" bölümlerinin ardından 5 bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölüm "Ses Bilgisi", ikinci bölüm "Şekil Bilgisi", üçüncü bölüm "Cümle Bilgisi", dördüncü bölüm "Metinler", beşinci bölüm ise "Sözlük"ten oluşmaktadır.
