3 yıl sonra işte yine TÜYAP'tayız
ÜVERCİNKA'nın kesintisiz savaşımı
Oligarşinin küresel salgın saldırısı yüzünden 3 yıl boyunca dostlarıyla, nice genç yazarı ve okurlarıyla yalnızca dergi sayfalarında buluşabilen Üvercinka işte yeniden okurlarını ve yazarlarını TÜYAP'ta yüz yüze getiriyor. 20 Mart 2020'de oluşan Üvercinka İmecesi, oligarşinin dokunmasız yaşam dayatmasını etkisiz kılmak üzere, dergiyi basılı sürdürme kararını yazarların okurlarla elden buluşturması sürecine taşıdı. Çağımızın en etkili ve gözü kara düşünürü Agamben'in de bir süre sonra, küresel oligarşiye karşı hukuk savaşı başlatması, gitgide bütün dünyada insanların eve kapatılma cezasına kitlesel olarak direnmesini getirdi, Üvercinka'nın tutumunun aydınlık bir tavır olduğunu dosta düşmana gösterdi.
Bayağılıklar çöpe
Postmodern yavelerle edebiyatımızı ve kültürümüzü tüketme gayretkeşliğine karşı aralıksız savaşını Aralık 2022 sayısında yeni bir aşamaya taşıyan Üvercinka, Cumhuriyet'in 100. yılına girerken, Ocak 2023'te yayımlanacak 99. sayısında Cemal Süreya'yı ölüm yıldönümünde
güçlü etkinliklerle anma hazırlığını sürdürüyor. Bu ayki kapak yazısında kültürün son 40 yıldır küresel ölçekte özelleştirilmesi sürecine eğilen Üvercinka, sanata postmodern yozlaşmanın ödüllerle dayatılışını vurguluyor. Seyyit Nezir, konuyu Yunus Nadi ödülünün bizzat Cumhuriyet gazetesinin orta sayfasında makasa alınışı üzerinden değerlendiriyor. Osman Çutsay, ödülün art niyetli kullanımının Türk Edebiyatındaki Bayağılıklar'a yeni örnekler pompaladığını dile getiriyor. Çutsay, reklamla şişirilmiş düzmece kişiliklerle oluşturulan putlara yıkıcılar gerektiğine, ama gerçek düzeyde savaşçı ve çaplı yazarların yokluğu yüzünden kitsch'in alabildiğine abartılı biçimde güçlü gösterildiğine dikkat çekiyor. "Günümüzün çürüyen kapitalist gerçekliğinde" toplumun yanılsamaya uğratılması programında kitsch ve ödül olgularının birbirinin arka yüzü oluşunu sergiliyor.
Halûk Cengiz, Homurdanmalar'da, İskender Pala örneğiyle ilerleyerek, “Biseksüelim” demekle kendinden daha çok söz ettirme isteğinin Elif Şafak'ta bir toplumsal salgın halini almasını değerlendiriyor. Bülent Elitok, Post-truth Çağda Yeniden Toplumcu Gerçekçilik yazısıyla çürüme duyarlığının aşılmasına odaklanıyor.
Hakikati Abartma Tozu
Sadece Ölüler Asla Değişmez yazısında Banu İmer, Kafka'yla geliştirdiği değişim duyarlığı irdelemesinde sözü son bakışta kurtuluşa giden tek çıkışın değişim oluşuna getiriyor. Cem Bayındır, Karmaşıklığın Romancısı W. Faulkner yazısıyla çürümüşlüğün karşısına Amerikan edebiyatından büyük bir ustayla dikiliyor. Halûk Payza, Mülkiyetin Olanaksızlığı yazısında, tartışmanın Proudhon ve Marx'tan günümüze gelişini gösteriyor.
Olcay Bağır, bu ayki Sinema Defteri'nde Sovyet sinemacılarının sinemada montaja dair getirdiği kalıcı yenilikleri irdeliyor. Mustafa Bilgin, Tuğrul Çutsay'ın sorularını yanıtladığı görüşmede, karikatür için "Hakikati Abartma Tozu" benzetmesiyle kışkırtıcı bir saptamada bulunuyor.
Konu ve ürün zenginliği
Nahit Kayabaşı'nın ilginç sorular yönelttiği "İki Dille Karınca Olmak" başlıklı kapsamlı söyleşide Ahmet Emin Atasoy'un zengin açıklamaları, Türk ve Bulgar şiiri arasında dostluk köprüsü kuruluşunu yansıtıyor. Erol Ertuğrul, Sevda Zor Zanaat yazısında Bedri Rahmi örneğine yer vererek şairle yaşamı arasında çarpıcı bileşkeler yakalıyor.
Necdet Arslan, Derkenar'ın bu ayki diliminde, Şairin Tek Hakkı Kendiyle Çelişmek başlığı altında önemli belirlemeler getiriyor. Bütün bu değerlendirmeler üstüne Süreyya Aydınhan, Tiyatro; Banu İmer, Köşe Başında Bir Kadın; Nuray Karadağ, Allahsız Çukurlar; Ş. Didem Keremoğlu, Sanki Hiç; Gülden Mahmut, Ahbap öyküsüyle, Nazmi Bayrı Değinmeler'iyle dergiyi ürün yönünden çeşitlendiriyor.
Ahmet Emin Atasoy, Ahmet Tığlı, Damar Orhan Özgül, Fatma Aras, Gülden Mahmud, Gülten Tomurcuklu, Halit Özboyacı, İhsan Topçu, İsmail Toksoy, Kenan Ercan, Mecit Ünal, Mehmet Tektemur, Necdet Arslan, Nihat Kemal Ateş, Nurbanu Kaplan, Ozan Telli, Selami Şimşek, Seyyit Nezir, Süleyman Yağız, Şükrü Çiftçi, Veli Erdem bu ay dergide yoğunluğu şiirleriyle imge dünyasına açan isimler...
Üvercinka'yı semt kitapçınızın odakkitap.com'a sipariş etmesini sağlayarak kargo ücreti ödemeden edinebilirsiniz. Koşulları uygun olan tüm Üvercinka tutkunlarını ise TÜYAP'ta Broy Yayınevi'nin 429 A standında dokunmalı buluşmalara ve 7, 8, 9 Aralık günleri gerçekleştirilecek etkinliklere bekliyoruz.
3 yıl sonra işte yine TÜYAP'tayız
ÜVERCİNKA'nın kesintisiz savaşımı
Oligarşinin küresel salgın saldırısı yüzünden 3 yıl boyunca dostlarıyla, nice genç yazarı ve okurlarıyla yalnızca dergi sayfalarında buluşabilen Üvercinka işte yeniden okurlarını ve yazarlarını TÜYAP'ta yüz yüze getiriyor. 20 Mart 2020'de oluşan Üvercinka İmecesi, oligarşinin dokunmasız yaşam dayatmasını etkisiz kılmak üzere, dergiyi basılı sürdürme kararını yazarların okurlarla elden buluşturması sürecine taşıdı. Çağımızın en etkili ve gözü kara düşünürü Agamben'in de bir süre sonra, küresel oligarşiye karşı hukuk savaşı başlatması, gitgide bütün dünyada insanların eve kapatılma cezasına kitlesel olarak direnmesini getirdi, Üvercinka'nın tutumunun aydınlık bir tavır olduğunu dosta düşmana gösterdi.
Bayağılıklar çöpe
Postmodern yavelerle edebiyatımızı ve kültürümüzü tüketme gayretkeşliğine karşı aralıksız savaşını Aralık 2022 sayısında yeni bir aşamaya taşıyan Üvercinka, Cumhuriyet'in 100. yılına girerken, Ocak 2023'te yayımlanacak 99. sayısında Cemal Süreya'yı ölüm yıldönümünde
güçlü etkinliklerle anma hazırlığını sürdürüyor. Bu ayki kapak yazısında kültürün son 40 yıldır küresel ölçekte özelleştirilmesi sürecine eğilen Üvercinka, sanata postmodern yozlaşmanın ödüllerle dayatılışını vurguluyor. Seyyit Nezir, konuyu Yunus Nadi ödülünün bizzat Cumhuriyet gazetesinin orta sayfasında makasa alınışı üzerinden değerlendiriyor. Osman Çutsay, ödülün art niyetli kullanımının Türk Edebiyatındaki Bayağılıklar'a yeni örnekler pompaladığını dile getiriyor. Çutsay, reklamla şişirilmiş düzmece kişiliklerle oluşturulan putlara yıkıcılar gerektiğine, ama gerçek düzeyde savaşçı ve çaplı yazarların yokluğu yüzünden kitsch'in alabildiğine abartılı biçimde güçlü gösterildiğine dikkat çekiyor. "Günümüzün çürüyen kapitalist gerçekliğinde" toplumun yanılsamaya uğratılması programında kitsch ve ödül olgularının birbirinin arka yüzü oluşunu sergiliyor.
Halûk Cengiz, Homurdanmalar'da, İskender Pala örneğiyle ilerleyerek, “Biseksüelim” demekle kendinden daha çok söz ettirme isteğinin Elif Şafak'ta bir toplumsal salgın halini almasını değerlendiriyor. Bülent Elitok, Post-truth Çağda Yeniden Toplumcu Gerçekçilik yazısıyla çürüme duyarlığının aşılmasına odaklanıyor.
Hakikati Abartma Tozu
Sadece Ölüler Asla Değişmez yazısında Banu İmer, Kafka'yla geliştirdiği değişim duyarlığı irdelemesinde sözü son bakışta kurtuluşa giden tek çıkışın değişim oluşuna getiriyor. Cem Bayındır, Karmaşıklığın Romancısı W. Faulkner yazısıyla çürümüşlüğün karşısına Amerikan edebiyatından büyük bir ustayla dikiliyor. Halûk Payza, Mülkiyetin Olanaksızlığı yazısında, tartışmanın Proudhon ve Marx'tan günümüze gelişini gösteriyor.
Olcay Bağır, bu ayki Sinema Defteri'nde Sovyet sinemacılarının sinemada montaja dair getirdiği kalıcı yenilikleri irdeliyor. Mustafa Bilgin, Tuğrul Çutsay'ın sorularını yanıtladığı görüşmede, karikatür için "Hakikati Abartma Tozu" benzetmesiyle kışkırtıcı bir saptamada bulunuyor.
Konu ve ürün zenginliği
Nahit Kayabaşı'nın ilginç sorular yönelttiği "İki Dille Karınca Olmak" başlıklı kapsamlı söyleşide Ahmet Emin Atasoy'un zengin açıklamaları, Türk ve Bulgar şiiri arasında dostluk köprüsü kuruluşunu yansıtıyor. Erol Ertuğrul, Sevda Zor Zanaat yazısında Bedri Rahmi örneğine yer vererek şairle yaşamı arasında çarpıcı bileşkeler yakalıyor.
Necdet Arslan, Derkenar'ın bu ayki diliminde, Şairin Tek Hakkı Kendiyle Çelişmek başlığı altında önemli belirlemeler getiriyor. Bütün bu değerlendirmeler üstüne Süreyya Aydınhan, Tiyatro; Banu İmer, Köşe Başında Bir Kadın; Nuray Karadağ, Allahsız Çukurlar; Ş. Didem Keremoğlu, Sanki Hiç; Gülden Mahmut, Ahbap öyküsüyle, Nazmi Bayrı Değinmeler'iyle dergiyi ürün yönünden çeşitlendiriyor.
Ahmet Emin Atasoy, Ahmet Tığlı, Damar Orhan Özgül, Fatma Aras, Gülden Mahmud, Gülten Tomurcuklu, Halit Özboyacı, İhsan Topçu, İsmail Toksoy, Kenan Ercan, Mecit Ünal, Mehmet Tektemur, Necdet Arslan, Nihat Kemal Ateş, Nurbanu Kaplan, Ozan Telli, Selami Şimşek, Seyyit Nezir, Süleyman Yağız, Şükrü Çiftçi, Veli Erdem bu ay dergide yoğunluğu şiirleriyle imge dünyasına açan isimler...
Üvercinka'yı semt kitapçınızın odakkitap.com'a sipariş etmesini sağlayarak kargo ücreti ödemeden edinebilirsiniz. Koşulları uygun olan tüm Üvercinka tutkunlarını ise TÜYAP'ta Broy Yayınevi'nin 429 A standında dokunmalı buluşmalara ve 7, 8, 9 Aralık günleri gerçekleştirilecek etkinliklere bekliyoruz.