İnsanın sosyal kabuğu olan aile, çağlar boyunca değişik formlara bürünmüş; içinde bulunulan zamana göre farklı tipleri ağırlıklı olmuştur. Aileleri kuran ve ortadan kaldıran sebep ve usuller kadar, aile bireyleri arasındaki ilişkiler de hiç kuşkusuz dönemin kanun koyucularının ele aldığı konulardandır. Boşanmanın kolaylaşması, aileler için yıkıcı etkiyse de, boşanan bireylerin sonrasında kurabilecekleri aileler için de kurucu bir etkiye sahiptir. Ailenin varlığından beklenen huzur, güven ve istikrar ortamı ancak sağlıklı bireylerin sağlıklı ilişkileriyle mümkündür. Özünde son derece zor olan bu dengenin kurulması, taraflardan en az birinin diğeri ile ortak olmayan bir çocuğa sahip olması halinde daha da karmaşık bir hal alabilir. "Üvey aile" olarak adlandırılan bu formun, hukuk bilimi tarafından mercek altına alınmaya başlanması dünya genelinde de yenidir. Bununla beraber artan sayısı karşısında konunun sadece sosyolojik, psikolojik ve ekonomik yönleriyle değil, hukuki yönleriyle de irdelenmesi kaçınılmazdır. Hukukumuz için oldukça yeni olan bu kavramı mevzuatımıza serpiştirilmiş hükümleriyle bir bütün olarak incelemektedir. Okuyuculara yararlı olması dileğiyle.
İnsanın sosyal kabuğu olan aile, çağlar boyunca değişik formlara bürünmüş; içinde bulunulan zamana göre farklı tipleri ağırlıklı olmuştur. Aileleri kuran ve ortadan kaldıran sebep ve usuller kadar, aile bireyleri arasındaki ilişkiler de hiç kuşkusuz dönemin kanun koyucularının ele aldığı konulardandır. Boşanmanın kolaylaşması, aileler için yıkıcı etkiyse de, boşanan bireylerin sonrasında kurabilecekleri aileler için de kurucu bir etkiye sahiptir. Ailenin varlığından beklenen huzur, güven ve istikrar ortamı ancak sağlıklı bireylerin sağlıklı ilişkileriyle mümkündür. Özünde son derece zor olan bu dengenin kurulması, taraflardan en az birinin diğeri ile ortak olmayan bir çocuğa sahip olması halinde daha da karmaşık bir hal alabilir. "Üvey aile" olarak adlandırılan bu formun, hukuk bilimi tarafından mercek altına alınmaya başlanması dünya genelinde de yenidir. Bununla beraber artan sayısı karşısında konunun sadece sosyolojik, psikolojik ve ekonomik yönleriyle değil, hukuki yönleriyle de irdelenmesi kaçınılmazdır. Hukukumuz için oldukça yeni olan bu kavramı mevzuatımıza serpiştirilmiş hükümleriyle bir bütün olarak incelemektedir. Okuyuculara yararlı olması dileğiyle.