“Coğrafya gerçekten kader midir?”, “Medeniyetleri ayıran şey genetik farklılıklar mıdır?”, “James Watt Çin’de ya da Osmanlı topraklarında doğsaydı ne olurdu?”, “Tüzel kişilik dünyayı nasıl değiştirdi?” gibi sorularla yola çıkan Prof. Dr. Ata Özdemirci; okurunu ticaret tekellerine, sömürgecilik dönemlerine, kapitalizm ahlakının oluşumuna ve Sanayi Devrimi’ne sürükleyerek anlatısını başlatmıştır.
Bu girişin ardından tarihin sıfır noktasına dönen Özdemirci; büyük patlamayı, yaşamın sırrını, evrimin yasalarını ve insanın hikâyesini, mitlerin ve masalların medeniyetimizdeki etkisini, zaaflarımızı ve güçlü yanlarımızı irdeleyerek insanı anlamaya çalışmıştır. Tarım toplumlarıyla birlikte aile, özel mülkiyet ve devletin ortaya çıkışını, feodal sistemleri ve kraliyet rejimlerini, reformları, İslam aydınlanmasını, Fransız ve İskoç aydınlanmasını inceleyen yazar, bu noktadan sonra odağını Sanayi Devrimi’ne, ardından da yirminci yüzyıl ve sonrasına çevirmiştir.
“Coğrafya gerçekten kader midir?”, “Medeniyetleri ayıran şey genetik farklılıklar mıdır?”, “James Watt Çin’de ya da Osmanlı topraklarında doğsaydı ne olurdu?”, “Tüzel kişilik dünyayı nasıl değiştirdi?” gibi sorularla yola çıkan Prof. Dr. Ata Özdemirci; okurunu ticaret tekellerine, sömürgecilik dönemlerine, kapitalizm ahlakının oluşumuna ve Sanayi Devrimi’ne sürükleyerek anlatısını başlatmıştır.
Bu girişin ardından tarihin sıfır noktasına dönen Özdemirci; büyük patlamayı, yaşamın sırrını, evrimin yasalarını ve insanın hikâyesini, mitlerin ve masalların medeniyetimizdeki etkisini, zaaflarımızı ve güçlü yanlarımızı irdeleyerek insanı anlamaya çalışmıştır. Tarım toplumlarıyla birlikte aile, özel mülkiyet ve devletin ortaya çıkışını, feodal sistemleri ve kraliyet rejimlerini, reformları, İslam aydınlanmasını, Fransız ve İskoç aydınlanmasını inceleyen yazar, bu noktadan sonra odağını Sanayi Devrimi’ne, ardından da yirminci yüzyıl ve sonrasına çevirmiştir.