1914’e kadar görünürde müreffeh ve huzurlu olan Avrupa bir suikastın ardından nasıl hızla savaşa sürüklendi?
28 Haziran 1914 Pazar günü Arşidük Franz Ferdinand ve karısı Sophie Chotek, Saraybosna tren garına geldiğinde Avrupa barış içindeydi. Otuz yedi gün sonra ise savaştaydı. Bu savaş 15.000.000’dan fazla insanın ölümü, üç imparatorluğun yıkılması ve dünya tarihinin kalıcı olarak değişmesiyle sonuçlanacaktı.
Uyurgezerler, I. Dünya Savaşı’na yol açan krizin nasıl meydana geldiğini ayrıntılarıyla ele alıyor. Yeni kaynaklara dayanarak ve Viyana, Berlin, St. Petersburg, Paris, Londra ve Belgrad’daki karar merkezlerinin arasında gidip gelerek savaşa giden yolu dakika dakika, heyecanlı bir dille anlatıyor. Christopher Clark, 1914 olaylarının habercisi olan yılları inceliyor ve sadece birkaç haftada krizi ileri safhalara taşıyan karşılıklı yanlış anlamaları ve hatalı sinyalleri mercek altına alıyor.
Avrupa’nın güç ve zenginlik merkezlerinden uzak bir bölge olan Balkanlar nasıl oldu da bu kadar büyük çaplı bir olayın merkezi haline geldi? Avrupa devletleri nasıl karşıt ittifaklar halinde örgütlendiler ve bunun sonucunda dış politikalarını nasıl yürütebildiler? Clark, kronik sorunlarla boğuşan bir Avrupa tablosu çiziyor; istikrarsızlık ve militanlığın hâkim olduğu, aynı zamanda başarısız politikacıların yönetiminde parçalanmış bir dünyayı gözler önüne seriyor. Modernlik ve akılcılıklarıyla övünen yöneticilerin krizden krize savrularak sonunda kendilerini savaşın tek çare olduğuna ikna etmelerine tanık oluyoruz. Titizlikle araştırılıp kaleme alınmış bir eser olan Uyurgezerler, modern zamanların en çok merak uyandıran dönemlerinden birini ustalıkla anlatıyor.
1914’e kadar görünürde müreffeh ve huzurlu olan Avrupa bir suikastın ardından nasıl hızla savaşa sürüklendi?
28 Haziran 1914 Pazar günü Arşidük Franz Ferdinand ve karısı Sophie Chotek, Saraybosna tren garına geldiğinde Avrupa barış içindeydi. Otuz yedi gün sonra ise savaştaydı. Bu savaş 15.000.000’dan fazla insanın ölümü, üç imparatorluğun yıkılması ve dünya tarihinin kalıcı olarak değişmesiyle sonuçlanacaktı.
Uyurgezerler, I. Dünya Savaşı’na yol açan krizin nasıl meydana geldiğini ayrıntılarıyla ele alıyor. Yeni kaynaklara dayanarak ve Viyana, Berlin, St. Petersburg, Paris, Londra ve Belgrad’daki karar merkezlerinin arasında gidip gelerek savaşa giden yolu dakika dakika, heyecanlı bir dille anlatıyor. Christopher Clark, 1914 olaylarının habercisi olan yılları inceliyor ve sadece birkaç haftada krizi ileri safhalara taşıyan karşılıklı yanlış anlamaları ve hatalı sinyalleri mercek altına alıyor.
Avrupa’nın güç ve zenginlik merkezlerinden uzak bir bölge olan Balkanlar nasıl oldu da bu kadar büyük çaplı bir olayın merkezi haline geldi? Avrupa devletleri nasıl karşıt ittifaklar halinde örgütlendiler ve bunun sonucunda dış politikalarını nasıl yürütebildiler? Clark, kronik sorunlarla boğuşan bir Avrupa tablosu çiziyor; istikrarsızlık ve militanlığın hâkim olduğu, aynı zamanda başarısız politikacıların yönetiminde parçalanmış bir dünyayı gözler önüne seriyor. Modernlik ve akılcılıklarıyla övünen yöneticilerin krizden krize savrularak sonunda kendilerini savaşın tek çare olduğuna ikna etmelerine tanık oluyoruz. Titizlikle araştırılıp kaleme alınmış bir eser olan Uyurgezerler, modern zamanların en çok merak uyandıran dönemlerinden birini ustalıkla anlatıyor.