Başarılı dedektif Aurelio Zen’in son işinin yankıları yeni sona ermiştir fakat çok geçmeden masasında yine sıradışı bir görev bulur: Önemli ve köklü şarap üreticisi bir ailenin vahşi bir cinayetle suçlanan varisinin suçsuzluğunu kanıtlayıp, serbest kalmasını sağlamak.
Zen, ülkenin kuzeyindeki sakin tarlalara, sonbahar göklerine ve harabeye dönmüş çiftlik evlerine doğru yola çıkar; İtalyan’nın şarap diyarı Piedmont’a; açgözlülüğün, kıskançlığın, nefretin ve aşkın kızgın güneşin altında kaynadığı o topraklara gider. Cinayeti aydınlatabilmek için bölgenin son derece geleneksel kültürünün içine sızmak zorundadır; orada aile ve toprak birbirine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Nitekim sırlar nesiller boyu tutulsa da, en kaliteli Barbaresco şarabı gibi uzun ve kalıcı bir bitişi olabilir.
“Michael Dibdin bu edebi türün büyük üstası... Zen karakteri başlı başına ustaca bir yaratım; pragmatik ama inatçı, kurnaz ama inanılmaz derecede safça dürüst bir anti-kahraman.”
–Guardian
Başarılı dedektif Aurelio Zen’in son işinin yankıları yeni sona ermiştir fakat çok geçmeden masasında yine sıradışı bir görev bulur: Önemli ve köklü şarap üreticisi bir ailenin vahşi bir cinayetle suçlanan varisinin suçsuzluğunu kanıtlayıp, serbest kalmasını sağlamak.
Zen, ülkenin kuzeyindeki sakin tarlalara, sonbahar göklerine ve harabeye dönmüş çiftlik evlerine doğru yola çıkar; İtalyan’nın şarap diyarı Piedmont’a; açgözlülüğün, kıskançlığın, nefretin ve aşkın kızgın güneşin altında kaynadığı o topraklara gider. Cinayeti aydınlatabilmek için bölgenin son derece geleneksel kültürünün içine sızmak zorundadır; orada aile ve toprak birbirine ayrılmaz bir şekilde bağlıdır. Nitekim sırlar nesiller boyu tutulsa da, en kaliteli Barbaresco şarabı gibi uzun ve kalıcı bir bitişi olabilir.
“Michael Dibdin bu edebi türün büyük üstası... Zen karakteri başlı başına ustaca bir yaratım; pragmatik ama inatçı, kurnaz ama inanılmaz derecede safça dürüst bir anti-kahraman.”
–Guardian