Dr. Ebru Nurluoğlu, bu kitapta şirket iletişimine farklı bir perspektiften yaklaşarak iyi iletişim kurmayı hem patronun, hem yöneticinin, hem de çalışanın birinci sorumluluğu olarak vurgulamaktadır. Kitap, içerdiği pratik önerilerle, yöneticilerin çalışanlarıyla birlikte iletişimsel verimlilik uygulamalarını tüm şirkete yaymaları için bir fırsat sunmaktadır. Yazar, ancak çalışanlarla yöneticiler el ele verirse verimli iletişim alışkanlığının şirket kültürüne yerleşebileceğini en net çizgilerle anlatmaktadır.
Nurluoğlu, bu kitaptaki her satırı, her kelimeyi sadece ve sadece denenmiş uygulamalardan yola çıkarak kaleme almıştır.
Eğer amacınız, “şirketinizin kurum kültürü ve felsefesinin çalışanlara nüfuz etmesi, departmanlar ve çalışanlar arasında sinerjinin artırılması, verimli takım yaratılması ve böylece performansın yükseltilmesi” ise bu kitap size iyi bir yol arkadaşı olacaktır. Ama tek bir şartla, eğer siz de emek koyacaksanız... Eğer “Yok, ben çok şükür yönetmeye dair her şeyi biliyorum, iletişimim de her zaman iyidir. Değişmesi, esas gelişmesi gereken çalışanlardır.” diye düşünüyorsanız siz en iyisi boş verin bu kitabı!
Şirketin sunduğu maaş ve diğer imkânlar karşılığında profesyonellere düşen sorumluluğun sadece “işini teknik olarak iyi bilmekten” çok daha fazlası yani “iletişim becerilerini geliştirmek” ve “takım ruhu ile hareket etmek” olduğunu okuyucularına benimseten bu kitap, yönetim dünyasının başucu kitabı olmaya aday.
Dr. Ebru Nurluoğlu, bu kitapta şirket iletişimine farklı bir perspektiften yaklaşarak iyi iletişim kurmayı hem patronun, hem yöneticinin, hem de çalışanın birinci sorumluluğu olarak vurgulamaktadır. Kitap, içerdiği pratik önerilerle, yöneticilerin çalışanlarıyla birlikte iletişimsel verimlilik uygulamalarını tüm şirkete yaymaları için bir fırsat sunmaktadır. Yazar, ancak çalışanlarla yöneticiler el ele verirse verimli iletişim alışkanlığının şirket kültürüne yerleşebileceğini en net çizgilerle anlatmaktadır.
Nurluoğlu, bu kitaptaki her satırı, her kelimeyi sadece ve sadece denenmiş uygulamalardan yola çıkarak kaleme almıştır.
Eğer amacınız, “şirketinizin kurum kültürü ve felsefesinin çalışanlara nüfuz etmesi, departmanlar ve çalışanlar arasında sinerjinin artırılması, verimli takım yaratılması ve böylece performansın yükseltilmesi” ise bu kitap size iyi bir yol arkadaşı olacaktır. Ama tek bir şartla, eğer siz de emek koyacaksanız... Eğer “Yok, ben çok şükür yönetmeye dair her şeyi biliyorum, iletişimim de her zaman iyidir. Değişmesi, esas gelişmesi gereken çalışanlardır.” diye düşünüyorsanız siz en iyisi boş verin bu kitabı!
Şirketin sunduğu maaş ve diğer imkânlar karşılığında profesyonellere düşen sorumluluğun sadece “işini teknik olarak iyi bilmekten” çok daha fazlası yani “iletişim becerilerini geliştirmek” ve “takım ruhu ile hareket etmek” olduğunu okuyucularına benimseten bu kitap, yönetim dünyasının başucu kitabı olmaya aday.