“İnsaf, zayıflığın en büyüğüydü ve
ilkel yaşamda insaf denilen şey yoktu.
İnsaf korku diye anılır ve böyle bir yanlış
anlayışsa ölüme sebep olurdu.
Ya öldürmek ya ölmek,
ya yenmek ya yenilmek;
kural buydu.”
Bir kızak köpeğinin korunaklı, durağan hayatından çıkıp vahşi yaşamda hayatta kalma savaşına dönüşen hayatını anlatan Vahşetin Çağrısı, London’ın en güçlü, en etkileyici yapıtlarından biridir.
Yazar, bir kurt köpeğinin yaşam öyküsünün ardında insanlığın durumunun ürkütücü bir kesitini gözler önüne serer.
“İnsaf, zayıflığın en büyüğüydü ve
ilkel yaşamda insaf denilen şey yoktu.
İnsaf korku diye anılır ve böyle bir yanlış
anlayışsa ölüme sebep olurdu.
Ya öldürmek ya ölmek,
ya yenmek ya yenilmek;
kural buydu.”
Bir kızak köpeğinin korunaklı, durağan hayatından çıkıp vahşi yaşamda hayatta kalma savaşına dönüşen hayatını anlatan Vahşetin Çağrısı, London’ın en güçlü, en etkileyici yapıtlarından biridir.
Yazar, bir kurt köpeğinin yaşam öyküsünün ardında insanlığın durumunun ürkütücü bir kesitini gözler önüne serer.