Bu kitapta 19. yüzyılda yaşamış olan Muhammed Nûru’l-Arabî’nin varlık konusu etrafında şekillenen eserleri ve düşünceleri ele alınmıştır. Onun varlık ve hakikatine dair görüşleri İbnü’l-Arabî ve Abdülkerîm Cîlî gibi bu düşünceyi merkeze alan iki önemli ismin de yer aldığı geleneği temsil etmektedir. Bu geleneğin yakın dönemdeki temsilcisi olarak Nûru’l-Arabî’nin düşünce ve yaklaşımlarını sistematize edebilmek geleneğin devamlılığı ve ileriye dönük bıraktığı etkiyi görmek açısından önemlidir. Zira Nûru’l-Arabî, Arap yarımadasından Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşamış etkin bir sûfî şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu minvalde onun eserleri ve bunların tahlili ile ortaya çıkan düşünce sistemi, her kesimden okuyucunun istifadesine sunulmaktadır.
Bu kitapta 19. yüzyılda yaşamış olan Muhammed Nûru’l-Arabî’nin varlık konusu etrafında şekillenen eserleri ve düşünceleri ele alınmıştır. Onun varlık ve hakikatine dair görüşleri İbnü’l-Arabî ve Abdülkerîm Cîlî gibi bu düşünceyi merkeze alan iki önemli ismin de yer aldığı geleneği temsil etmektedir. Bu geleneğin yakın dönemdeki temsilcisi olarak Nûru’l-Arabî’nin düşünce ve yaklaşımlarını sistematize edebilmek geleneğin devamlılığı ve ileriye dönük bıraktığı etkiyi görmek açısından önemlidir. Zira Nûru’l-Arabî, Arap yarımadasından Balkanlara kadar uzanan geniş bir coğrafyada yaşamış etkin bir sûfî şahsiyet olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu minvalde onun eserleri ve bunların tahlili ile ortaya çıkan düşünce sistemi, her kesimden okuyucunun istifadesine sunulmaktadır.